Yaratıcı veya farklı düşünme diye adlandırılan düşünce sistemleri; alışkanlık haline getirdiğimiz düşünme modlarının kırılması, eski deneyimlere dokunulmaması ve eskilerden oluşan tasniflerle sınırlandırılmayıp yeni mesajlar için yepyeni akarsu vadileri açılması anlamına gelmektedir. Bu tür bütünsel bir bakış açısının temel özelliği de, sağ beynin düşünce sistemine ait olmasıdır. Rasyonelleştirme, sol beyne özgüdür ve bu da genellikle yöneticilerde ve mesleki eğitim almış kişilerde baskın olan bir düşünce sistemidir.
Basit bir örnekle düşüncelerimizi daha anlaşılır kılalım. Aşağıdaki iki çizime bakın ve hangi dikey çizginin daha uzun olduğunu söyleyin.
Görsel algıya yönelik bu tür bir alıştırmayı daha öncelden yapmış olsanız bile hiç şüphe etmeksizin A'nın B'den [daha uzun olduğunu belirtirsiniz. Aslında ölçüldüğünde [B'nin daha uzun olduğu görülmektedir!
Soldaki dikey çizginin sağdakinden daha uzun görünmesinin sebebi nedir, tersi neden geçerli değildir? Bunlar üzerinde hiç düşündünüz mü? Sebep ne olursa olsun gördüğünüz şey, gerçektekinden daha farklıdır. Bu tarz basit bir çizimde bile sizin önceden var olan bazı algılarınız işin içine karışmaktadır ve gerçek durumu değiştirecek kadar da etkili olabilmektedir.
Normal bir şekilde hareket etmek için dünyayı algılamaya yönelik pek çok varsayımınızın olması gerekir. Örneğin size Bob adında birinin bir odada olduğunu söylediğimde siz odanın dört duvarı, bir kapısı, tavanı ve tabanı olduğu fikrini aklınıza getirirsiniz. Odanın duvarlarının idik bir açıyla kesişip kesişmediğini her seferinde ölçme ihtiyacı duymazsınız. Eğer çevremizdeki her şeyden şüphe etseydik dünya yaşanmış bir yer olurdu ve yapacaklarımızı yetiştirmek için hiç vakit bulamazdınız.
Bu yüzden bazı varsayımlarımızın olması ve bunların doğruluğuna inanarak yaşamamız normal bir durumdur, Fakat bu varsayımlarımız bazen bizi yanıltabilir de. Örneğin tavanı alçak bir odada yürüyen birini gördüğümüzde bu kişi bize normalinden daha büyük görünür. Bu durumda odanın boyutlarında bir gariplik olduğu fikrini değil de daha imkansız olan adamın boyutlarındaki garipliği aklımıza getiririz.
Tüm bunlar beynimizin anlamlı algılar oluşturmak için [birtakım hazır şablonlar oluşturmasından kaynaklanmakladır.
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:
[email protected]
Bu makale şu konularla ilgili olabilir :
alışkanlık -
alışkanlığın gücü -
Alışkanlıkların Gücü
başlıklı Cemal KONDU
tarafından yazılan yazı 2617 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı