• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Çocuklarda Özgüven Sorunu

Çocuklarda Özgüven Sorunu
Kişisel Gelişim
Share on Tumblr

Çocukların özgüven kazanmasında aile yaşamının, ana-baba tutumlarının ve arkadaş çevresinin çok önemli bir rolü vardır. Çünkü çocuk kendisine ilişkin olumlu bir benlik algısı edinmesini çevresinden aldığı tepkiler doğrultusunda gerçekleştirir.

           Çocuğun özgüveninin gelişip gelişmesinde ailenin görünen yüzünden ziyade görünmeyen tarafı etkilidir. Bunun için her aile kendi değer sisteminin farkında olmalı ve bunu çocuğa açıklamalıdır. Böylece çocuklar neyin "doğru" neyin "yanlış" olduğuna kendileri inanarak karar vereceklerdir.

           Çocuk toplum içerisinde bazen haksızlıklara ve istismara uğrar. Bundan kaynaklanan özgüven eksikliği yaşarlar. Bu yüzden çocuğun gelişimini etkileyen en önemli şey sevilip sevilmeme duygusudur. Anne ve babası tarafından sevilen bir çocuk kendisini sevmeyi öğrenir.

              Çocuk Açısından Düşünürsek;

           Özgüven; bir çocuğun kendisine yönelik iyi duygular geliştirmesi sonucu kendisini iyi hissetmesi demektir. Başka bir deyişle kendisi olmaktan memnun olması ve bunun sonucu kendisi ve çevresiyle barışık olması demektir.

         Araştırmacılar, birbirlerini tamamlayan iki çeşit özgüvenden bahsetmektedirler. Bunlardan birincisi iç, diğeri dış özgüvendir. İç özgüven, kendimizden memnun ve kendimizle barışık olduğumuza dair inancımız ve bu konuda hissettiklerimizdir. Dış özgüven ise dışarıya kendimizden emin olduğumuz seklinde verdiğimiz görüntü ve davranışlardır.

 1- İÇ ÖZGÜVEN

 a) Kendini Sevme: Kendini seven çocuklar hem duygusal hem fiziksel gereksinimlerine değer verirler. Kendi ihtiyaçlarını başkalarınınkilerle eşit olarak değerlendirirler. İstedikleri şeyleri elde etme konusunda suçluluk duymazlar. İhtiyaçlarının karşılanmasını hakları olarak görürler. Övgü almayı ve ödüllendirilmeyi açık açık talep ederler. Başkalarının kendileri ile ilgilenmesinden ve kendileri için bir şeyler yapmasından çok hoşlanırlar. İyi nitelikleriyle gururlanır ve bu niteliklerinden daima yararlanırlar. Başkalarını, mutluluklarını ve yaşamlarını sabote edecek şeylerden kaçınırlar.

 b) Kendini Tanıma: Kendini tanıyan çocuklar güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadırlar. Hiçbir zaman kalabalığın içinde kaybolmazlar. Kendi değerlerini bilirler. Kendilerine uygun arkadaşlar bulurlar. Başkalarının görüşlerine açıktırlar ve eleştirildiklerinde hemen savunmaya geçmezler. Eksik yönlerini geliştirme ve değiştirme özellikleri vardır. Yapıcı olacağına inanırlarsa yardim almaya açıktırlar.

 c) Kendine Açık Hedefler Koyma: Kendilerine başarabilecekleri hedefler belirlerler. Bunları başarmak içinde başkalarına bağımlı olmazlar. Yeterince motive oldukları için başkalarına kıyasla hedefleri gerçekleştirmede daha istekli ve enerjiktirler. Tutarlı davranırlar çünkü hedef belirlerken en ayrıntılı noktaları önceden tahmin edebilirler. Özeleştiriyi öğrenmişlerdir. Kendi ilerlemelerini kontrol edebilirler. Kolay karar verebilirler.

 d) Pozitif Düşünme: Pozitif düşünen çocuklar iyi deneyimler yasama ve bunlardan iyi sonuçlar elde etme konusunda umutları vardır. İnsanlar hakkındaki düşünceleri genellikle olumludur. Her sorunun bir çözümü olacağına inanırlar. Geleceğin geçmişten daima daha iyi olacağına inanırlar. Yaşamlarındaki değişikliklere çabuk uyum sağlarlar. Değişikliklerin insani ilerletip geliştireceğine inanırlar.

 2- DIŞ ÖZGÜVEN

 a) İletişim: İletişim konusunda beceriler kazanmış olan bir çocuk başkalarını anlayışla, sakin ve dikkatle dinleyebilir. Her yastan ve her kesimden insanla konuşacak bir şeyler bulabilirler. Yüzeysel konulardan, daha derin sohbetlere ne zaman, nasıl geçeceklerini bilirler. Başkalarının sözsüz ifadelerinden ve beden dilinden anlarlar. Utanıp sıkılmadan toplum önünde konuşurlar.

 b) Kendini İyi İfade Edebilme: Kendini iyi ifade eden çocuklar, dolaysız yoldan ve açıkça gereksinimlerini söylerler. Kendilerinin ve başkalarının haklarını korurlar. Teşvik etmeyi bilirler ve karşısındakinin de kendisini teşvik etmesini isterler. Övgüyü kabul ederler, başkasını övebilirler. Gerektiğinde etkin bir şekilde şikayet ve mücadele ederler.

 c) Duygularını Kontrol Edebilme: Duyguları ile başa çıkabilen çocuklar duygularının esiri olmazlar. Beklenmedik davranışlar göstermezler. Korkuları ve endişeleri ile başa çıkabildikleri için riskleri göze alabilirler. Mutsuzluklarının kendilerini sürekli engellemesine izin vermedikleri için sıkıntılı dönemlerini kısa sürede atlatabilirler. Anlaşmazlık olduğunda kendilerini iyi savunurlar. Kıskançlık, öfke gibi doğal olan duyguları yaşadıklarında suçluluğa kapılmazlar. İlişkilerinde neşe, sevgi ve mutluluk ararlar. Kimseye körü körüne kapılmazlar

 Özgüven Eksikliğinde Ailenin Etkisi

Çocukların özgüven eksikliği yaşamalarının başında koruyucu anne-baba tutumları gelir. Anne babalar çocuklarına karşı aşırı himayeci davranarak onları koruduklarını düşünürler. Bunun tam terside olmaktadır. Çocuklarını aşırı sevgi ve ilgiye boğan annelerde çocukları bir zorluk yaşamasın diye her türlü işi kendileri yaparlar. Bu her nekadar iyi niyetle yapılan bir davranışsa da hatalıdır. Çünkü çocuk kendisinin yapması gereken şeyleri anne babası yapaya devam ettiği sürece sorumluluk alamayan, anne ve babasına bağımlı, problem çözme becerisi gelişmemiş yani özgüven eksikliği duyan bir birey olarak büyür.

Oysa çocuğu küçük yaşlardan itibaren kendi yaşamını kontrol edebilir, davranışlarının ve hayatının sorumluluklarını alabilir şekilde yetiştirmek gerekir. Bunun için ona küçük bile olsa sorumluluk alabileceği görevler verilmeli bunları başardığında da takdir edilmelidir. Özellikle ilköğretim çağında çocuk kendisinin artık sorumluluk alabileceğine inanır. O artık büyümüştür. Bu dönemde çocuğa bir şeyleri başarabileceği imajı verilmezse çocuğun kendisine olan güveni giderek azalacak ve yerini tam bir özgüven eksikliğine bırakacaktır. İleriki yaşamında da ayakları üzerinde duramaması gayet doğaldır.

Ailenin çocuğun özgüven eksikliği duymasına sebep olan diğer bir yanlış davranışı da aşırı mükemmeliyetçi anne babaların çocuğa karşı yaptıkları eleştirinin dozunu kaçırmalarıdır. Sürekli olarak çocuğu aptal yerine koymaları, "sen zaten yapamazsın", "senden de bu beklenirdi", "sana verdiğimiz emeğe yazıklar olsun" şeklinde söylenmeleri ya da hesap sormaları yani çocuk yanlış yapınca onun kişiliğini eleştirmek çok büyük bir hata ve  özgüven yıkıcı bir davranıştır. Hata yapmışsa bile onu ailece eleştirmek yerine bir anne ya da baba olarak onu karşınıza alıp konuşmanız daha etkili olacaktır. Önemsendiğini hissedecek ve sizi onu önemsediğiniz için sevecektir. Buda da kendisi için kötü şeyler istemeyeceğinizi düşünmesine neden olur ve önerdiğiniz şeyleri mutlaka düşünecektir.

Çocuklara karşı yapılan ve hepimizin de sıklıkla düştüğü diğer bir hata kendi çocuğumuzu komşunun çocuğuyla kıyaslamaktır. Bu şekilde davranmak çocuğu bir yarış atı gibi görmektir. Oysa çocuğu kendisiyle yarışır bir hale getirmek gerekir. Çocuğun başarıya doğru attığı her adım kendisi için olmalıdır. Komşunun çocuğunu geçmek için değil.

Sonuç olarak ailelerin sergiledikleri hatalı durumlar sonucunda özgüvenden yoksun bırakılmış çocuklar sürekli kendilerini ailelerine kanıtlama ihtiyacı hissederler. Bunun için yanlış arkadaş grubuna dahil olur ve okuldan kaçarlar. Çocuğunuz sizin yanınızda kendisini yetersiz hissediyorsa sorunu onda değil kendinizde ve aile sisteminizde aramanız gerekir.

Çocukta Özgüven Eksikliğinin Belirtileri

         Öz güven eksikliği okulda ve yaşamın diğer alanlarında kendini çeşitli şekillerde belli etmektedir. Kendine güveni eksik bireyler duygusal, sosyal ve akademik konularda zorluklar yaşamaktadırlar. Okulda çekingen veya zorba davranan, duygusal olarak aşırı kırılgan ve hassas olan, yeni deneyimlere kapalı olan çocukların genellikle öz güven problemleri vardır. Bu davranışlara öğretmenlerin, kızarak, cezalandırarak, aşağılayarak veya dalga geçerek karşılık vermesi öz güven eksikliğini perçinlemektedir.
         Aşağıda çocuğun öz güveninin zayıf düzeyde olduğunu gösteren davranışlara örnek gösterilmiştir.
      
Çocuklarda Öz Güvenin Zayıf Olduğunu Gösteren İşaretler
 
Aşırı Kontrol Göstergesi    Aşırı Kontrolsüzlük Göstergesi
 
Utangaç ve içine kapanık

Yeni aktivitelere girmekte isteksiz

Anne ve babaya bağımlı

Başka çocuklarla kaynaşmakta sıkıntı çeken

Yeni durumlarla karşılaştığında ürkek davranan

Davranışlarının olumlu biçimde düzeltilmesinden bile hemen incinen

Davranışlarının olumlu biçimde düzeltilmesinden rahatsız olan

Kendini aşağı görme alışkanlığı edinmiş

Hayallerinde yanlış yapmaktan ve başarısızlıktan çok korkma

Daima insanları memnun etme çabası içinde olma

Saldırgan ve zorba

Düzenli aralıklarla sinir krizi geçiren

Düzenli olarak okuldan kaçan

İşbirliğine yanaşmayan

Sık sık yardım almak isteyen

Sürekli sevilip sevilmediğini soran

Anne ve babasını hoş görmeyeceğini bile bile derslerini ihmal eden

Kendi hataları için başkalarını suçlayan

Görevlerini yerine getirirken özensiz davranan

Herkesten üstünmüş gibi davranan

Yalan söyleyen

Kendinse ve başkasına ait eşyaları hor kullanan

      Görüldüğü gibi özgüveni düşük olan çocuklar aşırı kontrollü veya aşırı kontrolsüz davranmaktadırlar. Burada önemli olan aşırı kontrolsüz davranışlar hemen dikkat çekerken, aşırı kontrollü davranışların anne baba ve çevreyi rahatsız etmediği için bir problem olarak görülmemesidir. Oysa her iki davranış örneğini gösteren çocuklarda ciddi oranda özgüven eksikliği yaşamaktadırlar.
        
Çocuk nasıl bir ortamda kendisini değerli hisseder?

Çocuğun kendisini değerli hissetmesinde rol oynayan etkenler daha ilk yaşlardan, çocukların kendilerine yönelik iyi duygular geliştirmeleri, hayatlarındaki önemli insanlar (anne-baba, öğretmen ve diğer büyükleri, ilerleyen yaşlarda arkadaşları) tarafından nasıl değerlendirildiklerine bağlıdır.

Büyükleri tarafından sevgi gören, gereksinim duyduğunda beklediği yakınlık ve ilgiyi bulan, fikirlerine değer verilen ve önemsenen, güven duyulan ve sorumluluklar verilen, iyi yaptığı şeyler için övülen, gurur duyulan, yaptıklarında hataya yer verilen ve olduğu gibi kabul edilen çocuğun kendisine özgüveni olur.
Buna karşılık sevildiğini, önemsendiğini hissetmeyen, beklediği yakınlık ve ilgiyi göremeyen, sürekli eleştirilen ve olduğu gibi kabul edilmeyen çocuk kendisini değerli hissetmez ve özgüveni olmaz. Kendisini değerli görmeyen (özgüveni olmayan) çocuk yaşadığı aile, çevre, okul ve toplum içinde problemlere sebep olur.
 
 

Bu makale şu konularla ilgili olabilir : - - - - -
Çocuklarda Özgüven Sorunu başlıklı  tarafından yazılan yazı 3245 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bir Yorum Yazın

  
 
3+2 İşleminin Sonucu