• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Fırtınaya Karşı Durabilmek

Fırtınaya Karşı Durabilmek
Kişisel Gelişim
Share on Tumblr

'Detroit'te bulunan bir elektrik şirketinde haftada 11 dolar ücretle genç bir makinist çalışıyordu. Günde 10 saat mesai yaptıktan sonra akşam evine geliyordu ve genellikle, bu andan gecenin yarısına kadar olan zamanı da, evin arkasında bir köşede, kafasında tasarlamış olduğu yeni bir makina üzerinde çalışmaya ayırıyordu.
Çiftçilikle uğraşan babası, oğlunun vaktini boşa geçirdiğini düşünüyordu. Komşuları da gece yarılarına kadar yılmaksızın çalışan bu gence "çatlak kafa" diyorlardı. Herkesin kendisiyle alay etmesine aldırmaksızın o bıkıp usanmadan çalışıyor, çalışıyordu.                                         
Geceleri, devamlı olarak çalışırken ona karısından başka kimse yardım etmiyordu. Uzun kış gecelerinde, dişleri, soğuktan birbirine vururken bile o elinde petrol lâmbası ile kocasına yardımcı olmaya çalışırdı. İşte, sevgili hanımlar, bu vefakâr kadın, kocasına tüm samimiyetiyle inanıyordu.
Karı-koca, büyük bir azim, gayret ve sebatla aynı şartlar altında üç yıl aralıksız çalıştıktan sonra nihayet emek verilen mama çalıştı. Üçüncü yılın sonunda komşular gecenin bir yarısında duydukları garip bir sesle pencerelere koştular. O da nesi? Gördükleri manzara karşısında hayrete düştüler. Uyku mahmurluğunu üzerlerinden atmaya çalışarak gözlerini ovuşturdular. Evet, yanılmıyorlardı... Bu bir rüya değildi; "Çatlak kafa" ile onun vefakâr hanımı, beygirsiz bir arabada gidiyorlardı. Hattâ, gitmek ne kelime... Sürekli tur atıyorlardı. Siz de tahmin etmişsinizdir. İşte bu adam; Henry Ford'du.
İnsanların en büyük yardımcısı olan azim ve sebat, çalışkanlık gibi bir dostla beraber olunca; üstüne üstlük, sevgili bir eşten de yardım alınınca, bir erkeğin Allah'ın izniyle başaramayacağı herhangi bir iş düşünemiyorum.
İşte, o gece tüm bu güzelliklerin biraraya gelmesiyle yeni bir sanayi doğmuştu: Otomotiv sanayi...
Bu olaydan tam elli yıl sonra Henry Ford'a sordular: "Bir daha dünyaya gelseydiniz ne olmak isterdiniz?" diye. Şöyle cevaplandırdı: "Vallahi ne olacağım umurumda değil. Yalnız, tekrar, doya doya karımla birlikte olmak isterim."
İşte, aile hayatının güzelliğini dile getiren, başarının sırrına işaret eden, ne muhteşem düşünce!..
Her erkeğin, kendisine içtenlikle inanacak bir kadına ihtiyacı vardır. Bu kadın öyle bir kadın olmalıdır ki, her şey ve herkes kendisine karşı cephe alsa dahi, tüm çetin şartlarda bile kocasının yanında kalabilsin. Her şeyin ters gitmesi, yanması ve hatta başarısızlıkla neticelenmesi durumunda bile, kocasına karşı inancı sarsılmayıp onun direncini arttırabilsin, güvenini, inancını kuvvetlendirebilsin. Şayet bir insana karısı inanmayacak olursa başka kim inanabilir?
İnanç, her türlü başarısızlığı reddeder ve sonuçta kaybedilen güveni yeniden kazandırır.
İnanç ve sevgi ile her türlü güçlük aşılır; bulanık, tortulu sular duru bir hâle gelir.
Robert Superre, öteden beri bir sigortacı olmak isterdi. Nihayetinde bir gün bu fırsatı yakaladı. Fakat, bütün gayretlerine rağmen işleri yolunda gitmedi. Çok endişelendi. Depresyona sürüklenmemek için işini bırakmak zorunda kaldı.
Şimdi önümde ondan aldığım bir mektup duruyor. İsterseniz birlikte şöyle bir göz atalım:
"Tamamen mahvolduğuma iyice inanmıştım ki; karım Dorris, bunun geçici bir engel olduğunu ve bir dahaki sefere mutlaka başaracağımı ısrarlı bir şekilde tekrar tekrar söyledi. Benim iyi bir sigortacı olduğuma gönülden inandığını söylüyordu. Nihayet her ikimiz de bir fabrikada iş bulduk. Bir buçuk yıl süresince karım, her fırsatta beni överek, iyi bir sigortacı olarak özelliklerimi sayıp sıralamaya devam etti. Karım olmasaydı, hakikaten çoktan pes etmiştim. Ancak, onun bana gösterdiği güven karşısında bunu yapamadım. Bir gün fabrikayı bırakarak tekrar sigortacılığa döndüm. Bu kez başaracağıma inanıyordum. Çünkü, yanıbaşımda bana inanan bir başkası daha vardı; sevgili karım...
Bugün halime sonsuz şükrediyorum. Eğer birisine herhangi bir iş verecek olursam, öncelikle Doris gibi bir karısı olmasına dikkat edeceğim. Kocalarına böyle içtenlikle inananlar, onları daima başarıdan başarıya taşırlar. Sağduyu sahibi o kadınlar, düşen kocalarını bir hamlede tutup kaldırmasını, üstünü başını silkeleyip temizleyerek tekrar yürütüp yol aldırmasını bilen kadınlardır." diyor.
Yine, o sevgi kaynağı kadının şefkatle uzattığı eli değil midir henüz emeklemekte olan yavruya adım attıran, düşe kalka yürüten ve nihayetinde de koşturan...
Evet hanımlar... Kocalarınızın koşmasını istemiyor musunuz? Öyle ise ne duruyorsunuz? Haydi, onlar için her biriniz birer itici güç olunuz. Unutmayınız ki, emîn adımlarla koşabilmeleri buna bağlı.
 Büyük Rus müzisyeni Sergei Rachmaninoff un başından geçenler de ilginçtir. Daha çok küçük yaşta iken yazdığı senfoni, tüm ümitlerinin aksine tutmamıştır. Bu onu büyük bir ümitsizliğe sürükledi. Onun halinden endişe duyan yakınları, zamanın doktoru Dahl'a başvurdular.
Doktor Dahi, ona: "Büyük şeyler içinizde uyumaktadır. Verilecek bir işareti bekliyorlar" sözlerini tekrar etti.
Bu söz Rachmaninoff u kendine getirdi. Kendine olan güveni arttı. Aradan henüz bir yıl geçmemişti ki, iki numaralı C-Minör Konçertosu'nu besteleyerek bunu Dr. Dahl'a ithaf etti. Konçerto, daha ilk gecesinde bütün dinleyicilerin gönlünü fethetti. Rachmaninoff a hayat artık gülmüştü.
Bir makinanın çalışabilmesi için yakıt ne kadar önemli ise, bir insan için de cesaret o kadar önemlidir, İşte, insan makinesini çalıştıracak olan da bu unsurdur. Aklı ve duyguları bu doldurur, bir yenilgiyi zafere bu dönüştürür.
Cesareti olmayan insanın başarısı da olamaz. Dünyadaki pekçok yetenekli insan, sergiledikleri küçük bir cesaretsizlik yüzünden kaybolup gitmişlerdir.
Kocalarına inanan kadınlar, herşeyi farklı açılardan incelerler. Başkalarına görünmeyen tarafları aşk çerçevesinden, kendi gözleri ile görürler.
Kocalarına cesaret vererek hayat iksiri sunabilen kadınlar ne bahtiyardırlar...
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]


Bu makale şu konularla ilgili olabilir : - - - -
Fırtınaya Karşı Durabilmek başlıklı  tarafından yazılan yazı 2408 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bir Yorum Yazın

 
3+2 İşleminin Sonucu