• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

FRİEDRİCH HEGEL

FRİEDRİCH HEGEL
Kişisel Gelişim
Share on Tumblr

Friedrich Hegel (1770 1831) Düşünce tarihinde rasyonalizmi doruğa ulaştıran ve tüm felsefesini üçlü kavramsal ayrımlara dayandıran Hegel en başa tüm gerçeklik dediği ideyi yerleştirmiştir ve idede hem gerçekler hem de kavramlar çakışmaktadır. Diyalektik düşünme yöntemine göre kurduğu sisteminde (mutlak idealizminde) her kavram gibi ide de üç kavramdan oluşur; mantıki ide, doğa ve ruh=geist. Yabancılaşma kavramını da ilk kez felsefi açıdan tanımlayan Hegel olmuştur. Ona göre insanlık tarihi, insanoğlunun yabancılaşmasının tarihidir.
 
 
Tinin Görüngübilimi adlı yapıtında, bilincin en alttan en yüksek düzeylere, yani felsefi bilinç düzeyine ulaşıncaya kadarki gelişimini; bilinç / öz-bilinç / us evreleriyle anlatan Hegel'e göre, insan düşüncesi İlk evrede yalnızca gelenek ve görenekleri izleyen törel bir yaşama bağlıdır (Aslında düşüncesiz bir yaşamdır bu  İkinci evrede artık ilk yaşamdan kopuş, ona yabancılaşma söz konusudur; önceki yaşamın yargılandığı, ekinsel (kültürel) bir yaşamdır bu. Bu iki evre üçüncü adımdaki ahlaksal bilinçte birleşmektedir. Ussal genel istencin ortaya çıktığı bu evre, bireyleri özgür kişiler olarak bir araya getiren ortak bir yaşamdır.
 

Doğru bilgiye mantık yoluyla ulaşılabileceğini savunan Hegel'in tüm kavramları idealist sistemindeki diyalektik süreçlerle anlam kazanır. Doğru bilgiye bu diyalektik düşünceyle ulaşılır. Evrensel düşünce (ide) ilk aşamada (tez) kendi kendinedir; burada düşüncenin varoluşu bir imkândır. Hegel bu evreyi mantıki ide kavramıyla adlandırır. İkinci aşamada (antitez) evrensel düşünce kendi dışında, doğadadır. Burada kendini tanımak; gerçekleştirmek için başkalaşır, ama kendi biçiminde değildir; özüne ters düşerek yabancılaşır. İşte kendinde ve kendi için ide ya da ruh-Geist kavramıyla belirlenen üçüncü aşama (sentez) da evrensel düşünce - birey yabancılaşmadan kurtulur.
 

Kültür, toplum, devlet ve diğer toplumsal olguların ortaya çıktığı bu son aşamada birey, kendisinin bilincine varır; kendisini yeniden bulur. Çünkü Hegel'e göre kendinde ve kendi için var olan bilinç, devlet gücünde gerçekten kendi yalın özünü ve genelde kalıcılığını bulmaktadır. Devlet gücü ona kendi özünü anlatır. Hegel'in düşüncesinde, bir imkân olarak ortaya çıkan özgürlüğün gerçekleşmesi ve böylece de yabancılaşmadan kurtulma ancak tarih ve kültür dünyasında mümkün olmaktadır, çünkü özgürlüğe içeriğini verecek olan şey, öznel tinin, benin diğer benlerle karşılıklı etkileşimidir; diyalektiktir.
 
 
Kültür ve tarih dünyası, bütünüyle yaşamı ortaya çıkaran edimsellik; eylemde bulunma, insanın kendini gerçekleştirip, böylelikle de kendisini tanımlama / tanımlanma olanağı yarattığı için Hegel'e göre çok önemli bir insansal tutumdur. Bu tutumla özgürlük, gizil güç (potens), kavram olmaktan çıkarılıp yaşamda gerçekleştirilmektedir.

DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]

Bu makale şu konularla ilgili olabilir : - - -
FRİEDRİCH HEGEL başlıklı  tarafından yazılan yazı 2575 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bir Yorum Yazın

 
3+2 İşleminin Sonucu