Önyargılar sadece hayatınızın bir bölümüyle ilgili değillerdir. Birçok insan sosyal hayatlarında ve ev hayatlarında, profesyonel davranışlarına kadar kolayca yayılabilecek negatif önyargıları biriktirme eğilimindedirler.
Örneğin, bir organizasyonda veya bölümde bir ve iki numaralı pozisyonlar arasındaki büyük psikolojik bölünmeyi ele alalım. Teknik olarak iki bölüm arasında çok az farklılık vardır, fakat kaç yönetici yanlış bölümde bulunduklarını anladıklarında açmaza girecektir? Veya bir iş konuşmasında sıradan bir yönetim işi için ne söylenebilir? Bir konuşma yönetim kurulunda kendi ofisindekinden nasıl farklı olabilir? Bazıları için dünyalar kadar farklı olabilir. Soru 'Ben bunu yapabilir miyim?' şeklinde değil 'Kendimi nasıl gördüğümle yaptığım şey uygun mu? Bu ben miyim?' şeklinde olmalıdır. Gayet tabi cevap da kendinizi olmak istediğiniz gibi görecek şekilde olmalıdır. Kendinizi önceki hayatınızın tam tersi, farklı bir insan gibi görmek zorunda değilsiniz. Sadece daha önce tarif edilen görselleştirme egzersizlerini yapmaya ihtiyacınız var. Dış görünüşünüzde veya içinizde tekrarlardan kaçınarak 'Kalabalık önünde iyi değilim.' veya 'Herkesin bakışları bana yöneldiğinde kafamda hiçbir şey kalmıyor.' gibi oluşturmaya çalıştığınız pozitif değişikliklere tamamen ters düşen şikayetlerden kurtulun. Bir kere önyargınızı değiştirdiğiniz zaman bilin-çaltınızdan kaynaklanan bütün düşünceler kendiliklerinden yok olacaklardır.
Yöneticiler arasındaki en önemli sorun olduğu için özellikle toplum içinde konuşmadan bahsettik. Bu negatif önyargı yöneticilik hayatınızı; bölümdeki bir toplantıdan, bir konferans veya seminerde konuşmaya, hatta bir partide hazırlıksız bir konuşma yapmaya kadar birçok açıdan etkiler. Bu kolayca çözülüverecek bir şey değildir. Eğer 'Topluluk karşısında konuşmakta iyi değilim.' diyorsanız ve bu sizin negatif önyargılarınızın listesindeyse er ya da geç ortaya çıkacak ve bir yönetici olarak başarınızı etkileyecektir.
Yöneticiliğin diğer önemli bir unsuru da liderliktir. Özel fiziksel, sosyal ve teknik yetenekleri olmadıkça birisini lider olarak yetiştirmek zordur. Bu sadece önyargıların değiştirilmesi ile aynı görselleştirme sürecini kullanarak yapılabilecek bir şeydir. Bu konumda veya ötekilerde, diğer insanları da kapsıyorsa sizi takip eden insanları görmek zorundasınız. Emin olamadığınız insanlarsa asla ilgilenmeyin, çünkü size karşı tutumları değişmeyecektir. Onların kabulü sadece öznel deneyimlerin gerçekliğine bir ektir. Gayet tabi zamanla başkalarıyla iletişimlerinizi içeren birçok alanda değişeceksiniz. Bu da sizin durumunuzu ve geleceğinizi tamamen değiştirecektir.
On beş yaşında bir fabrikada yönetici olmuş olan biriyle tanıştım. Sizin de düşüneceğiniz gibi bu bir rüyaydı ve tanıdığı veya tanımadığı birçok kişiye örnek oldu. Önyargı deyimiyle, bu kadar kısa bir sürede kendini nasıl keşfedebilmişti. Emin olun yirmi bir yaşında ilk fabrikasını yönetiyordu. Şimdiyse pozitif inancını hızla arttırarak üst düzey bir yönetim biriminin başkanı olarak birçok büyük fabrikanın yöneticisi konumunda bulunuyor.
Barbara Jacques kişisel görünüm ve imaj konusunda ve diyet alanındı başarılı bir yazar olarak uluslararası şirketlerini idare ediyor ve bütün dünyada geniş kitlelerin önünde konuşmalar yapıyor. Onunla tanıştıktan sonra izlenimim onda bulaşıcı olan hayat doluluk ve emekli aylığı alan biri olarak olması gerekenden en az yirmi yıl genç göstermesiydi. Fakat onun daha önceki konumu bütün bunları daha olağanüstü kılıyor. Hayatının ilk kırk yılında hastalık sebebiyle neredeyse bitkisel hayatta yaşıyordu. Onun en büyük ideali bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar olan yakın arkadaşlarına konuşmak veya bir kitap yazmaktı. Kısacası uzun süre kalıcı olabilecek bir şeyler yapmak istiyordu fakat bu, gülünç karşılanmıştı. Sonra o daha önce anlatmış olduğumuz yaratıcı görselleştirme tekniklerinin bazılarının anlatıldığı bir seminere katıldı. İki yıllık bir boşluktan sonra onları kullanmaya başladı. Sonuçta onun hayatı inanılmaz derecede değişti. Bütün negatif önyargılarından kurtuldu. Alışıldık belgelerin hiçbirini taşımadığı halde yeni kariyerine başladı ve tam yerinde ifadesiyle olmayı hayal ettiği insan oldu. Bu; şansın, iradenin veya eğitimin sonucu değildi, sadece sağ beynin görselleştirme metodlarının kullanılması sonucu ortaya çıkmıştı. Önyargılar veya şablonlarımız işte veya yöneticilikte farklılığı oluşturan şeylerdir. Liderlik ve başkalarını etkilemek için bazı davranışsal yeteneklerden ve bilgi donanımından daha fazlası gerekir. Mükemmellik, düşünme yönteminizle başlar. Şimdi bütün bu bilgileri nasıl uygulayacaksınız?
Malesef, 'Bu işe girmeliyim.', 'Bu alışkanlığımı bırakacağım.' gibi pozitif düşüncelerin veya telkinlerin hiçbirinin, önyargılarımızla paralel olmadıkça davranışlarımızda uzun süreli bir değişiklik yapamayacağını birçok deneyim bize göstermiştir. Samimi ve bilinçli olarak pozitif söylemlerinize inanmış olabileceğinizden bu çok sinir bozucu olabilir fakat güçlü ve hakim olan önyargılarınızdan yani daha derindeki inançlarınızdan habersiz olursanız başarılı olamazsınız. Bütün pozitif düşünme kurallarını takip etmenize rağmen daha sonraki başarısızlıklar sadece başarısızlığı getirir ve tutumlarınızdaki düşüşü kuvvetlendirir.
Pozitif düşünme derken üzerinde durduğumuz nokta, üstesinden gelmek zorunda olduğumuz dış olaylar, problemler, engeller ve insanlar ile olan ilişkilerimizdir. Fakat gerçek sen -ne dediğinden ve yaptığından ziyade ne olduğun- değişmeden ve hatta tanınmadan kalabilir. Kabul ettiğin şeylere veya pozitif söylemlerine içinde var olan kendin inanmayabilir. İyi oluşturulmuş bir takip sistemine uygun değillerse niçin böyle davranmak zorundalar? Ömür boyu kendisiyle barışık olabilmek başka neyle karşılaştırılabilir? Sadece pozitif düşünme yetmeyebilir. Daha esaslı bir şey gereklidir.
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:
[email protected]