Kocanız terfi etmeye hazır mı? Değilse bunun için ne yapıyor? Karısı olarak bu konuda siz ne yapıyorsunuz?
Başlangıçta, pek az kimse gelecekleri hakkında bir fikre sahip olur. İstedikleri görevi belki on, onbeş yıl sonra elde edebileceklerini ümid ederler. İlerleyebilmek için işlerini daha iyi öğrenmek zorundadırlar. Bu öğrenme de, tecrübe ve özel çalışmalarla mümkündür.
Bazı büyük firmalar, kendi personeline yetiştirme kursları açarlar. Bazıları da masraflarını kendileri karşılamak suretiyle, elemanlarını özel olarak terfiye hazırlarlar. Tecrübeler her iki şeklin de olumlu sonuçlar verdiğini göstermiştir.
Örneğin, kunduracı olan Charles C. Frost, her günün bir saatini çalışmaya ayırarak ünlü bir matematikçi olmayı başarmıştır.
Georg Stefenson, bir mühendis için gerekli olan matematiği geceleri öğrenmekle lokomotifi icad etmiştir.
James Watt, ticaretle uğraşırken kimya ve matematiği öğrenerek buhar makinesini keşfetmiştir.
Bütün bu saydığımız simalar hayatta oldukları gibi kalsalardı, insanlık ne büyük kıymetler kaybetmiş olacaktı. Bugünün rekabet dünyasında, öğrenmek istemeyen ve sadece maaş bordrosunu düşünen bir kimse olduğu yerde saymaya mahkûmdur.
Pekâlâ... "Bunda bir hanımın rolü ne olabilir?" diye sorabilirsiniz. Kadın, sergileyeceği tavır ve hareketleriyle, ayrıca kocasına karşı göstereceği anlayışla, onun kendisini yetiştirmesini teşvik edebilir.
Örneğin, çeşitli mesleklere yönelik gece kurslarını ele alalım.
Bir koca, haftanın birkaç gecesini bu kurslara ayırdığı takdirde mutlaka faydasını görecektir. Karısı buna itiraz etmemeli, kocasının yokluğunda kendisini avutacak bir uğraş bulmalıdır.
Kadın, bu özveride bulunarak olgunluk göstermezse, kocası, huzuru bozulmasın diye kurslara devam etmeyebilir. Bir koca, bazen karısının devamlı olarak yalnızlıktan şikâyetçi olmasına engel olmak için de kurslara devam etmekten vazgeçebilir. Bu tip kadınlar, kocalarının başarılarında kendi rollerinin de olabileceği gerçeğini anlayamamışlardır.
Şayet etraflarına bir bakacak olurlarsa, başarıya ulaşmış kişilerin, dünyaya her şeyi bilerek gelmemiş olduklarını göreceklerdir. Onların, kendileri için gerekli uzmanlık bilgilerini öğrenmekten bir an bile geri kalmadıklarını göreceklerdir.
Bir adam evlenmeden önce hedefine ulaşmış olsa da, evlendikten sonra da iş hayatına ayak uydurabilmesi için öğrenmesi ve çalışma gerekir. Kalburun üzerinde herkesin kalamayıp, bazılarının düşmesi kaçınılmazdır. Bununla beraber, çalışıp gayret ettiği takdirde hiç kimse de başladığı yerde saymaya mahkûm değildir.
Size bir örnek daha: Anlatacağım bu gerçek hikâye, bir zamanlar tecrübesi olmadığı için işçilik yapan K. O. Herwig'in başından geçenlerdir.
K. O. Herwig bir ara çeşitli kuruluşlarda çeşitli küçük işleri bırakarak Oklahoma'da Shell Petrol Şirketine girmişti. Aynı şehirde, belediye başkanının kızı Evelyn Ingle'e âşık olur ve onunla evlenirler.
Gel gelelim şirkette Herwig'e uygun bir iş bulamazlar. "Pipe-line"lara hendek kazmaktan başka bir iş bilmez.
Herwig macerasını şöyle anlatır:
"İlk önce, geçimimizi temin edebilmek için karım da ben de çalıştık. Daha sonraları Shell şirketi bana, bir muhasebe dairesinde yatırım hesaplarını tutma işini verdi.
Yeni işimi öğrenmekten başka çarem kalmamıştı. Nihayet hukuk ve muhasebe dallarında bir gece okuluna devam ettim. Burada, gece çalışmaları ile tahsilimi yapıp bitirebileceğime aklım iyice yattı. Hayatta yaptığım en akıllıca hareket bu olmuştur zaten. Kursa üç yıl devam ettikten sonra maaşımı bir misli arttırdılar. Geceleri devam etmek üzere derhal Üniversitenin Hukuk Fakültesi'ne yazıldım. Fakülteyi dört yılda bitirerek diplomamı aldım ve savcılık stajına başladım. Ancak bununla da tatmin olmamıştım. Nihayet, geceleri yüksek muhasebe kursuna, devam ederek oradan da mezun oldum. Artık gece kurslarının devamlı öğrencisi olmuştum. Birkaç yıl da, genel konuşma kursuna devam ettikten sonra, daha önce hendek kazarak kazandığım paranın yüz katını kazanmaya başladım.
Mr. Herwig, vaktiyle öğrenci olduğu üniversitede, şimdi profesördür.
Bu hikâye, bir insanın neleri başarabileceğini bize ne güzel kanıtlıyor. Ne büyük azim, ne müthiş gayret...
Bir insanın gece ve gündüz bıkıp usanmadan yıllarca çalışması muhteşem bir sabır ve tükenmez bir azim ürünüdür. Zaman zaman halsiz düştüğü, sabrının tükendiği, hayal kırıklığına uğradığı anlar elbette ki olur. Böyle durumlarda insan iki ucundan yanan bir kandile döner.
Mr. Herwig en büyük yardımcılarından olan azim ve sabırı, zamanla birleştirerek zorlukları aşmış ve sonunda bunun tatlı meyvelerini hasat edebilmiştir.
Şüphesiz ki bu iş, kocasına, muhtaç olduğu gayreti, zevki, heyecanı veren kadın için de kolay değildir. Özellikle evliliğin ilk yıllarında...
Gece okullarının, kocasını sararak dul bıraktığı böyle bir kadın ne yapmalı, nasıl hareket etmelidir?
En akıllıca hareket şekli; onun da kendisi için bir program yapması, hatta mümkünse aynı kurslara devam etmesidir. Zevki için kendisine başka sahalardaki kursları da seçebilir.
Her ne olursa olsun, gerçek olan bir şey vardır ki, o da; karı-kocanın öğrenmek için aynı sınıflara birlikte girip çıkmasının verdiği muhteşem mutluluktur.
Henüz çocukları çok küçük olan kadınların pek azı bu şekilde hareket edebilir. Fakat bu onun ilgisiz kalmasını gerektiren bir sebep olamaz. Çeşitli kitaplar okuyarak, kocasına yardım edebilmek için kendisini hazırlayabilir.
Üniversitede dört yıl okumakla, dereceler almakla eğitim tamamlanmış olamaz. İçimizde daima büyümeye yönelik değişimler geçiririz. Gelişimimiz dört yıl ile sınırlı değildir. Öğrenmek ömürle son bulur. Beşikte almaya başladığımız ilim, hayatımız boyunca bize etki eder ve bizimle birlikte mezarda sona erer.
Bir erkeğin, hayatta yükselebilmesi için; onun, kendini yetiştirme konusunda çizdiği programı karısının da anlayarak bunda kendi rolünü belirlemesi gerekir. Kocanın eğitimi uğruna harcanan para şüphesiz ki ailenin geleceği için parlak bir yatırımdır.
Eğitim yıllarca sürse ve bu süre içerisinde kadın yalnız da kalsa, zevklerinden, eğlencesinden, giyim kuşamından fedakârlık yapmak zorunluluğu da olsa, yakın bir gelecekte bunun karşılığını göreceğini hatırlayarak teselli bulabilir.
Özellikle günümüzde, insanların kendi kendilerini yetiştirebilecekleri sahalar çok genişlemiştir. Ufkunuz ne kadar genişse, o kadar çok imkan var demektir.
Kocanız, ortaya çıkabilecek bir tahsil fırsatından yararlanmaya kalksa bile, bunun ancak sizin sayenizde gerçekleşebileceğinden şüphe etmeyin. Bu kadarını düşünmeniz bile size haklı olarak bir gurur sebebi olabilir. Bir koca, zekî olduğu nisbette de bilgi ve becerisini geliştirebilecek kabiliyettedir. Bana güveniniz; zamanımızın büyük adamlarından ekserisi kendilerini bu şekilde yetiştirmişlerdir.
O halde, siz de eşinizde öğrenme arzusu gördükçe Allah'a şükredin. Hep öyle kalabilmesi için onu teşvik edin.
Harvard Üniversitesinin bir zamanlar rektörü olan Dr. A. Lavvrence Lowell der ki,: "İnsan aklı ancak bir şekilde gelişebilir. O da, insanın kendi kafasını istekle, heyecan ve coşkuyla kullanması ile mümkündür. Ona yardım edebilir, yol gösterebilir, fikir verebilir, hattâ ve hattâ ilham da verebilirsiniz. Ancak bütün bunlara rağmen önemli olan nokta, kendi şahsî icraatıdır. Elde edeceği semere doğrudan doğruya kendisinin sarfedeceği gayretle orantılıdır."
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:
[email protected]