• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Sihirli Sag ve Sol Beyinleri Kullanmak

Sihirli Sag ve Sol Beyinleri Kullanmak
Kişisel Gelişim
Share on Tumblr

Yolculuk Kaliforniya’da Profesör Roger Sperry’nin laboratuvarında başlıyor. İlk olarak Sperry’ye 1981 yılında Nobel ödülü kazandıran ve sizin tarafınızdan açığa çıkarılmayı bekleyen gizli yaratıcı kapasitenizin arkına varmanızı sağlayacak olan araştırmadan söz edeceğiz.

Profesör Sperry 1950’Lerde ve 60’larda beyin dalgası fonksiyonunu inceliyordu. Sperry ve arkadaşları
farklı düşünme tekniklerini ve bunların beyin dalgaları üzerindeki etkilerini keşfetmek için, gönüllülerden birtakım zihinsel görevleri yerine getirmelerini istediler. Akıldan toplama çıkarma yapmak, şiir okumak, ezberden bir şeyler okumak, farklı renklere bakmak, küpler çizmek, mantık problemlerini analiz etmek ve hayal kurmak gibi.

Sperry farklı etkinliklerde farklı beyin dalgalarının söz konusu olduğunu tahmin ediyordu. Haklıydı da. Ancak tahmin edemediği bir şey vardı (bu bulgu insan beyninin potansiyeli ve yaratıcı düşünme yeteneği konusundaki düşüncelerimizi sonsuza dek değiştirdi); beyin faaliyetlerini sol beyin (sol korteks) faaliyetleri ve sağ beyin (sağ kortex) faaliyetleri olarak ayırıyordu. Bu araştırma sol/sağ beyin
araştırması olarak bilinir.

İş bölümü şöyleydi:

SOL BEYİN

Sözcükler

Mantık

Sayılar

Ardışıklık

Doğrusallık

Analiz

Listeler

SAĞ BEYİN

Ritim

Uzaysal farkındalık

Boyut

Hayal gücü

Hayal kurma

Renk

Holistik bilinç

Sperry aynı zamanda sağ beyin etkinken sol beynin bir tür dinlenme durumuna çekildiğini de keşfetti.

Benzer şekilde sol beyin etkinken sağ beyin gevşiyor ve duruluyordu. Bu arada bir sürpriz de yaşandı. Temel fiziksel, psikolojik ve potansiyel seviyede, herkesin geniş bir enielektücl, düşünsel ve yaratıcı beceri dağılımına sahip olduğu ve bunun ancak bir bölümünü kullandığı ortaya çıktı.

1970’lerde bu sonuçlar, açığa çıkmayan potansiyelin doğası konusunda çok sayıda başka araştırmanın ve incelemenin yapılmasını sağladı.

Benim de katıldığım araştırmalardan birinde insanlara kendi yetenekleri konusunda ne düşündükleri soruldu ve alman yanıtlar bu kişilerin gerçek beyin dalgası ölçümlü kapasiteleriyle karşılaştırıldı.
İşte size kendinizi denemeniz için bir anket; Kişisel Sol/Sağ Beyin Kontrolü Faizin anaparaya oranını ya da bahçenizin alanının evinizin toplam alanına oranını hızlı ve doğru bir şekilde hesaplamanızın kesinlikle olanaksız olduğunu mu düşünüyorsunuz? EVET/HAYIR

Gerçeğe uygun portreler çizmenizin, manzara resimleri yapmanızın, boyut ve perspektifi dikkate almanızın, resim tarihini anlamanızın, gerçekçi ve soyut heykeller yapmanızın olanaksız olduğunu
mu düşünüyorsunuz? EVET/HAYIR

Beste yapmanızın, birkaç nota duyduğunuzda bu parçanın bestecisini tahmin etmenizin, müziğe
uygun dans etmenizin, detone olmadan şarkı söylemenizin olanaksız olduğunu mu düşünüyorsunuz?
EVET/HAYIR

Bu ankete katılan kişilerin %90’ından fazlasının üç önemli alanda, sayısal, sanatsal ve müzikal beceriler alanında başarı kazanmanın kendisi için kesinlikle olanaksız olduğunu söylediğini bilmek sizi rahatlatır belki.

Hepsinin yanıldığını bilmek de umarım sizi memnun eder ve yüreklendirir!

Yapılan önemli araştırmalar, zayıf olduğunu iddia ettikleri alanlarda iyi öğretmenler tarafından eğitilen kişilerin bu alanlarda birdenbire çok daha güçlü duruma ğeldiklerini göstermiştir. Bu, uzun süre kullanılmayan kasların zayıflamasına benzemektedir. Bu kaslar bir süre kullanılınca güçlerini yeniden kazanırlar.

Hepsi bu kadar değil: İnsanların daha önce zayıf oldukları alanda güçlenmelerinin yanı sıra, bir başka ilginç bulgu daha ortaya çıkmıştır. Yeni “zihinsel kasın” yerini bulmasıyla, diğer “zihinsel kaslar” da performanslarını artırmaya başlamaktadırlar.

Bu nedenle, örneğin betimleme ve resim konusunda zayıf olan insanlar bu alanlarda yetkin olacak şekilde eğitildiklerinde kelimeler konusunda ustalaşmaya, sayılarla daha iyi oynamaya ve daha yaratıcı olmaya da başlarlar. Benzer şekilde, sayısal beceriler konusunda zayıf olan kişiler bu alanda güçlenecek şekilde eğitildiklerinde, hayal güçleri ve müzikal yetenekleri de gelişmektedir.

Beynin sol ve sağ taraflarının birbiriyle sohbet ettiğini söylemek mümkündür. Sol beyin bilgileri alır ve sağ beyne yollar. Sağ beyin bu bilgileri kendine göre işler ve sol beyne geri gönderir. Bu böyle devam eder. Bu süreç sayesinde beyin sinerjik bilgileri biriktirir ve farklı unsurları kullanarak bunları entelektüel ve yaratıcı gücüne ekler.

1980’lerin sonunda sol ve sağ beyin paradigması dünyada tanınmaya başladı. Bu olağanüstü keşif konusunda kitaplar yazıldı.

Sonra da zorluklar ortaya çıktı.

Bir numaralı sorun Sol beyin faaliyetlerinin genellikle “entelektüel”, “akAdamik” ya da “mesleki” faaliyetler, sağ beyin faaliyetlerinin de “sanatsal”, “yaratıcı” ve “duygusal” faaliyetler olarak adlandırıldığını duymuşsunuzdur.

Eğer bu araştırma doğruysa ve beynimizin her iki tarafım kullandığımızda toplam zekâ ve yaratıcılık artıyorsa, o zaman büyük yaratıcı dahiler aynı zihinsel süreçten geçiyorlar ve bütün beyinlerini kullanıyorlardı. Ama eğer yukarıdaki sağ ve sol beyin faaliyetleri etiketlemesi doğruysa, Isaac Newton ve Albert Eînstein gibi akademisyenler ve entelektüellerin sol beyinh; Beethoven ve Michelangelo gibi
müzisyen ve ressamların sağ beyinli olmaları gerekmektedir.

Başka bir deyişle bu ünlüler beyinlerini tam anlamıyla kullanamamışlardır.

Giderek artan bu çekişmeye kesin olarak ışık tutabilmek için mutlaka daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.

Ben ve benim gibi meraklı bireyler büyük yaratıcı dahiler konusunda veri toplamaya ve bunları sol/sağ beyin modeliyle ilişkilendirmeye başladık.

Neler bulduk dersiniz? “Sol beyinli” Einstein konusunda şunları keşfettik:

Albert Einstein yirminci yüzyıhn en büyük yaratıcı dahisi kabul edilmektedir. Aslında kendisi yoksul bir öğrenciydi, hayal kurmayı ders çalışmaya tercih ederdi; sonunda “huzuru bozduğu” gerekçesiyle
okuldan atıldı.

Gençken, matematiğin ve fiziğin yaratıcı yönü  ona ilham verdi. Bu arada Michelangelo’nun çalışmalarından etkilendi ve bu çalışmaları derinlemesine incelemeye başladı. İlgi alanları onu hayal gücünü zorlamaya teşvik etti. Sonunda, bugün çok ünlü olan “Yaratıcı Zekâ Oyunlan”nı geliştirdi.
Burada kendine karmaşık bir soru soruyor, sonra hayal gücünü özgür bırakıyordu.

En ünlü Yaratıcı Zekâ Oyunları’ndan birinde, Einstein güneşin yüzeyinde olduğunu, güneş ışınlarından
birini kaptığını, hemen oradan uzaklaşıp uzayın derinliklerine doğru yolculuk ettiğini hayal ediyordu.

Yolculuğu sona erdiğinde, büyük bir şaşkınlıkla, başladığı yerde olduğunu fark ediyordu. Bu mantıken olanaksızdı; insan sonsuza dek aynı çizgide dümdüz ilerleyip başladığı yere varamazdı!

Einstein bu nedenle güneşin başka bir tarafından hayali bir güneş ışını alıp yola çıktı ve evrenin
derinliklerine doğru dümdüz ilerledi. Bir kez daha başladığı yerde vardığını gördü.

Yavaş yavaş gerçeği anladı; hayal gücü ona mantığından daha fazla doğruları söylüyordu. İnsan
sonsuza dek aynı çizgide dümdüz ilerleyip sürekli başladığı yere varıyorsa, “sonsuz” en azından
iki şey olmalıydı: Bir şekilde kıvrımlıydı ve bir sınıra sahipti.

Enstein en sağlam görüşlerinden birine işte böyle vardı: Evrenimiz kıvrımlı ve sonlu bir evrendir.

Einstein bu müthiş keşfi sadece sol beynini kullanarak gerçekleştirmedi. Sayı, sözcük, düzen, mantık ve analiz konusundaki bilgilerini geniş hayal gücüyle, uzaysal farkındalığıyla ve resmi bir bütün olarak görme yeteneğiyle birleştirdi.

Onun bu görüşü, beynin iki tarafının kusursuz bir birleşimi ve sohbetiydi. Bu, bütün beynin yaratıcı
kavrayışına mükemmel bir örnekti.

Aynı durum sağ beyinli yaratıcı dahiler için de geçerliir. Örneğin Ludvvig van Beethoven’i ele alalım.
Tarihten Örnek: Ludwig Van Beethoven Beethoven kavgacı, sorgulayan, tutkulu kişiliğiyle, özgürlüğe düşkünlüğüyle, her türlü zorbalığa ve sansüre karşı oluşuyla, ve sanatsal ifadelerin özgür olması için verdiği kıyasıya mücadeleyle tanınır.

Genel olarak dehanın asi modelinin mükemmel bir örneği kabul edilir.

Bütün bunlar doğrudur ve sağ beyinli yaratıcı dehanın geleneksel yorumuna uymaktadır. Ancak birçok kişinin dikkatinden kaçan şey, Beethoven’in, diğer birçok müzisyen gibi, aynı zamanda inanılmaz bir şekilde sol beyinli oluşudur!

Müziğin doğasını düşünün. Sırayla dizeler halinde yazılır; kendi matıtığını takip eder ve temelinde
sayılar vardır. Müzik genellikle matematiğin en saf formu olarak kabul edilir ve ilginç bir şekilde
birçok büyük matematikçinin en büyük hobisi müziktir; bunun tersi de geçerlidir.

Beethoven geniş bir hayal gücüne ve inanılmaz bir ritim duygusuna sahip olmasının yanı sıra çok
da dikkatliydi. Müzikal metronomun kullanılmasına öncülük eden kişi Beethoven’dir. Kendisi bunun
büyük bir nimet olduğunu, böylece gelecekte her müzisyenin ve orkestra şefinin müzikte doğru
ritmi tutturabileceğini, doğru vurguları yapabileceğini ve doğru matematiksel tempoya uyum sağlayabileceğini söylemiştir!

Tıpkı Einstein gibi Beethoven da ne sol ne de sağ beyinliydi. O da bütün beynini tam anlamıyla
ve yaratıcı bir şekilde kullanıyordu.

Büyük yaratıcı dahiler üzerine yaptığım araştırmalar hepsinin “bütün beynini” kullandığını gösterdi. Beyinlerinin bütün becerilerini kullanıyorlardı ve bir beceri diğerlerini tamamlayıp destekliyordu.

Bu bulgular ikinci büyük soruna da ışık tuttu.

İki numaralı sorun ikinci sorun oldukça büyüktü. Sol beyin “entelektüel” faaliyetleri “erkek” faaliyetler olarak kabul ediliyor; sağ beyin “yaratıcı” ve “duygusal” faaliyetleri de “dişi” faaliyetler olarak görülüyordu. Bu kesinlikle ve tehlikeli bir şekilde yanlıştı!

Bu yakıştırmalar eski zamanlardan kalma şu inançları sürdürüyor ve doğruluyordu:

• Eğitim ve entelektüellik sadece sözcükleri, sayıları ve mantığı içerir. Hayal gücünü, rengi, ritmi kapsamaz.

• işyeri katı bir düzenin olması gereken yerdir.

• Erkekler duyguları, hayal gücü ya da “rengi” olmayan, mantıklı, rasyonel bireylerdir.

• Kadınlar durmadan hayal kuran, mantıksız bireylerdir.

• Duygunun birleştirici bir mantığı yoktur.

• Yaratıcılık ve sanat “doğru dürüst” uğraşlar değildir; arkalarında rasyonalite ya da bilim yoktur.
Bugün ne yazık ki hâlâ yaygın olan ve Yaratıcı Zekâ’nın Gücü’nün yok etmeyi amaçladığı bu yanlış görüşlerin yarattığı trajedi beynin doğruları görmesini engellemekte ve keyfi, deneyimi, varoluşu azaltmaktadır.

Ne yazık ki bu yanlış görüşleri ortaya atan ve savunan kişiler özellikle eğitim alanına hâkimdir. Eğitimin sol beyinli olmak zorunda olduğunu varsaydığımız için, enerjik, geniş bir hayal gücüne sahip, renkli, meraklı, hayal kuran çocuklara yaramaz, düzeni bozan, hiperaklif, ağır ve geri etiketlerini yapıştırıyoruz. Aslında bunun yerine onları geleceğin potansiyel yaratıcı dahileri olarak görmemiz ve yeteneklerini
keşfetmeye başlamamız gerekir!

Benzer şekilde birçok işletme de sol beyin meselesine takılmıştır ve sonuç olarak sadece sol beynin işe yönelik faaliyetlerinin hayal gücüyle ve yaratıcılıkla birleşmesinden doğan sinerjiyi değil, aynı zamanda saygınlığı ve başarıyı da ortadan kaldırmaktadır.

Sanatçının global imajını düşünün. Araştırmalar, çoğu kişinin sanatçıları düzensiz, dağınık, pasakh, mantığı ve belleği zayıf, yapısal ve organizasyonel becerilerden uzak insanlar olarak gördüğünü göstermiştir.

Dünyada sanat eğitimi gören milyonlarca öğrenci, sanatçıların bu “imajım” yıkmaya çalışmaktadır. Bu çok acı.

Sonuç olarak sözcükleri, sayıları, mantığı, düzeni ve yapıyı reddetmekte ve sadece zihinlerinden geçen imgeler yaratmaktadırlar.

21. yüzyılda sol / sağ beyin düşüncesi Beyin Yüzyılı başlarken, hepimiz yaratıcı beynin bütün beyin olduğunu keşfediyoruz. Dahası, daha önceki etiketlendirme hatalarımızın bizi yaratıcı potansiyelimizin
düşündüğümüzden de büyük olduğunu görmeye götürdüğünü fark ediyoruz.

Basit bir soru ve karşılaştırma her şeyi daha da netleştirecek. Eğer beynin becerilerinin yalnızca yarısını kullanıyorsak, hangi verimlilik yüzdesinde faaliyet gösteriyoruz? Hemen verilecek cevap %50 olacaktır. Bu da bizim kendimizi ahmak durumuna düşürdüğümüzü gösteriyor. Ama bu bile abartılı bir tahmin. Bir örnek verelim.

Size, koşarken verimliliğinizi ölçmek istediğimi söyledim ve Birinci Deneme’de kollarınız ve bacaklarınız da dahil olmak üzere bedeninizin yüzde lOO’ünü kullanmanıza izin verdim diyelim. Eğer koşu tarzınızı videoya kaydetseydim, sonra da mekanik verimliliğiniz için bunu inceleseydim ne yapacağınızı düşünün. Çoğumuz muhteşem sonuçlar elde ederdik.

İkinci Deneme’de sadece potansiyelinizin %50’sini kullanmanıza izin verdiğimi, sağ elinizle ayağınızı arkanızda bağladığımı düşünün. Nasıl koşardınız? İki saniye içinde yüzüstü yere kapaklanmaz mıydınız? Verimlilik mi? Sıfırın altında.

Neden? Çünkü organlarımız birlikte çalışmak üzere yapılmış. Bunu yaptıklarında birbirlerinin verimliliklerini kat kat artırıyorlar.

Beyniniz için de aynı şey geçerli. Beyninizin sadece bir tarafının becerilerini kullanırsanız, yaratıcılığınız ulaşabileceği seviyenin çok gerisinde kalır. İki tarafın da becerilerini kullanırsanız, yaratıcı potansiyeliniz sonsuz hale gelir.

Yaratıcılık Çalışması

1. Yaşamınızı İncelerken Bütün Beyin Becerilerim Kullanın Normalde kaç tane sol beyin becerinizi kullanıp beslediğinizi kontrol edin. Sonra aynı şeyi sağ beyin becerileri için de yapın. Göz ardı ettiğiniz sağ ve sol beyin bölümleri üzerinde durun ve hemen bunları güçlendirmek için çalışmalara başlayın.

2. Eğitim

Eğer çocuklarınız varsa, bütün beyinle düşünmeyi onların okul, sosyal ve ev yaşantılarında uygulamaya geçirin.

Çocuklarınızın dengeli bir eğitim görmelerini sağlamaya çalışın; böylece çok daha yaratıcı ve dolu dolu bir yaşam sürebilirler.

Bununla kalmayın; aynı ilkeyi kendi yaşantınızda da uygulayın. Böylece siz de daha yaratıcı ve dolu dolu bir yaşama kavuşabilirsiniz.

3. Molalar Verin

Şaşırtıcı bir şekilde, bütün beyinle düşünme, eğer tam anlamıyla yaratıcı olacaksanız düzenli molalar vermenizi gerektirmektedir.

Düşünün; Hayal gücünüzün patlama yaşadığı, sorunlara çözümler bulduğunuz, büyük fanteziler yaratıp hayaller kurduğunuz zamanları nerelerde yaşıyorsunuz? İnsanların büyük bölümü şu yanıtları verdi:

• banyoda

• duşta

• şehir dışında yürürken

• uyumadan önce

• uyurken

• yürüyüşte

• müzik dinlerken

• uzun yolda araba kullanırken

• koşarken

• yüzerken

• kumsalda uzanırken

• tembellik yaparken

Böyle zamanlarda bedeniniz ve zihniniz ne durumda oluyor? Gevşek ve sakin.

Bu dinlenme dönemlerinde bedenin her iki tarafı birbiriyle iletişimde bulunur ve sohbet eder.

Yaratıcılığınızın büyük bir bölümünün kendini ifade etmesine de olanak tanınır.

Eğer siz bu molalara bilinçli bir şekilde ara vermiyorsanız, beyniniz sizin yerinize karar verecektir. “Çok çalışan” (ama akıllı çalışmayan) birçok kişi yıllar geçtikçe stresinin arttığını ve konsantrasyonunun dağılmaya başladığını söylemektedir. Bu aslında iyi bir şeydir; çünkü sağ beyin dengesiz bir durumu dengeli hale getirmek için birazcık hayal gücüne ve fanteziye fırsat tanımaktadır.

Eğer siz de aynı durumdaysanız ve sol beynin baskın olduğu yaşam biçiminizi sürdürmekte ısrar ediyorsanız, beyniniz sizi başka molalar vermeye zorlayacaktır. Konsantrasyon kaybından mini çöküşlere kadar farklı durumlar söz konusu olabilir, siz huysuz ve öfkeli biri haline gelebilirsiniz.

Tek tedavi yolu dinlenip gevşemektir! Bunu bilinçli yapın. Beyninize ve kendinize mola verdi-,rin. Yaratıcı Zekâ’nız buna bayılacaktır.

4. Uzun Yürüyüşlere Çıkın

Romalıların solvitas perambulum diye özel bir deyimi vardı; bu kabaca “yürürken çözün” şeklinde çevrilebilir.

Romalılar açıkça olmasa da şunu keşfetmişlerdir; Beyninizi özellikle şehir dışında yürüyüşe çıkardığınızda, kollarınızın ve bacaklarınızın istikrarlı ritmi, daha güçlü atmaya başlayan kalbinizin ritmi, beyne giden kanda artan oksijen miktarı ve yürürken gözlerinize, kulaklarınıza ve diğer duyularınıza çekilen ziyafet; hepsi yaratıcı düşünmenize ve problem çözmenize katkıda bulunacaktır. Eğer yaratıcılık gerektiren bir göreviniz ya da sorununuz varsa yürüyüşe çıkın! İşe yarayacaktır!

5. Günlük Yaşamınızda Yaratıcı Olun

Aşağıdaki boşluklara günlük yaşamınızda yaratıcı olduğunu ve yaratıcı olmadığını düşündüğünüz alanları yazın.

Bitirdiğinizde, yazdıklarınızı okuyun.

Yaratıcı Yaratıcı değil Yukarıdaki egzersize verilecek ideal cevap, günlük yaşamınızın bütün yönlerinin yaratıcı olduğu ve bunların sol ve saĞ beyin becerilerinin kullanımıyla daha da geliştirilebileceğidir.
Aşağıdaki günlük faaliyetleri değerlendirin. Bunların hepsi Yaratıcılık ile ilgilidir.

• yemek pişirme

• dekorasyon

• ev işleri

• fotoğrafçılık

• bahçe işleri

• yön bulma ve harita okuma

• marangozluk

• çiçek düzenleme

• özel olaylar/giderler için bütçe oluşturma

• ilişkiler

• hediye paketleme

• mektup ve mesaj yazma

• masa kurma

• ev bitkileri düzenleme

• evcil hayvan besleme ve eğitme

• tatil ve özel olaylar planlama

• toplantılar planlama

• futbol oynama ya da başka bir spor salıyla uğraşma

Bu faaliyetlerin her biri, sol ve sağ beyin becerilerinin eklenmesiyle daha ilginç ve yaratıcı hale getirilebilir. lîu yaratıcı arenada, küçük şeyler çok şey ifade edebilir. Kir kumsaldan deniz kabuğu ve taş toplamak, bunları evde sergilemek, gereksiz kumaş parçalarından yama işi yorganLar yapmak, yemek masasmı herkesin tabağma birer çiçek koyarak, deniz kabuklarmı da tuzluk ve biberlik olarak kullanarak süslemek, her gün işe farkh bir yoldan gitmek...

Bunların hepsi çok az çaba gerektiren, ancak yaşammızın yaratıcı bölümüne büyük katkılarda bulunabilecek şeylerdir.

Tatiller, özel günler ve kutlamalar Yaratıcı Zekâ’nızı ortaya koymak için eşsiz fırsatlardır. Süslemelerle, görsel güzellikle ve görsel mizahla her şeyi Yaratıcı Bir Şölen’e dönüştürebilirsiniz. Yakınlarınıza kendi tasarımınız olan kartlar ve hediyeler verin. Arkadaşlarınız için bir akşam yemeği planlayın. Olasılıklar sonsuzdur.

6. Beyin Grubunuz Bütün büyük yaratıcı dahilerin ilham aldıkları kahramanları vardı. Büyük İskender, öğretmeni Aristotle’a; JuUus Ceasar Büyük İskender’e hayrandı. Muhammed Ali Sugar Ray Robinson’u, Isaac Newton Sokrates’i, Stephen Havking Isaac Newton’ı örnek almıştır.

Büyük dahilerin uyguladığı teknik, kahramanlarıyla hayali konuşmalar yapmak, onlara düşüncelerini ve ilham kaynaklarını sormaktı. Bu Yaratıcı Düşünce Tekniği, bilimsel  ve kültürel hedeflere ulaşmak için kullanılabilir. Günlük yaşamın her alanında, herkes tarafından da kullanılabilmektedir.

 • Yaratıcılık kılavuzumuz Leonardo Da Vinci, sınırsız yaratıcılığı nedeniyle ve yepyeni yeni şeyler ortaya koyduğu için.

• Kraliçe 1. Elizabeth, her şeyin üstesinden gelebildiği, aynı anda hem esnek hem de sebatlı olabildiği,
büyük bir hızla öğrenebildiği için.

• Buddha, benliği derinden keşfedebildiği, en büyük acıların ve yoksunlukların üstesinden gelme
yeteneğine sahip olduğu için.

• Muhammed AH, şaşırtıcı özgünlüğü ve yaratıcıhğmı, bir azınlığın sunumu ve savunmasıyla birleştirebildiği için.

• Japon dövüş sanatı Aikodu’nun yaratıcısı Morihei Ueshiba. Bu sanatta Aikido öğrencisine her türlü
şiddeti sükunete dönüştürmek ve her zaman sebatlı davranmak öğretilmektedir.

• Yaratıcı Zekânın Gücû’nü adadığım kişiler olan Beyin Grubu! Yaratıcı Zekânın Gücü'nü okurken, kendi Beyin Grubu’nuzu oluşturmak için tarihten dört ya da beş büyük isim belirleyin. Bu grubu düşünme, analiz ve yaratıcılık gücüne hayran olduğunuz ve saygı duyduğunuz ailenizden kişilerle, arkadaşlarınızla tamamlayın. Bir durumla ya da sorunla karşılaştıgmızda, iç dahilerinizden her biriyle hayali sohbetler edin. Onlarm bu durumda verecekleri cevap ve öğütleri hayal etmeye çalışın. Elde ettiğiniz sonuçların
mükemmelliği karşısında çok şaşıracaksınız.

7. Einstein’ın Yaratıcı Hayal Oyunlarını Oynayın. Günlük ya da haftalık olarak, Einstein Yaratıcı Hayal Oyunu’nu oynayın. Einstein’ın kendisine nasıl “Bir güneş ışığına binerek uzayın derinliklerine yolculuk etmek nasıl olurdu?” gibi ilginç bir soru yönelttiğini gördük. Ya da “Eğer birinden ışık hızıyla uzaklaşsaydım görünmez olur muydum?” veya “Işık eğilir mi; eğer eğilirse gördüğüm şeyin nerede olduğunu nasıl bilebilirim?” gibi. Einstein daha sonra hayal gücünü kullanarak bütün olası çözümleri
düşünüyordu; bunların garip ya da çılgınca olmalarını önemsemiyordu. Siz de bunu ilgi alanlarınızdan birinde deneyin ve ne kadar yaratıcı cevapların ortaya çıktığını görün.

8. Sağ Vurgu

Okullar, iş hayatı ve kültür sol beyin becerileri üzerinde durduğundan, siz sağ beyin becerilerinizi nasıl birleştirebileceğinizi belirmeye çalışın. Her sağ beyin becerisini iş yaşamınıza ve günlük yaşamınıza uyarlamanın üç yolunu bulun. Böylece yaşamınız çok daha eğlenceli ve verimli hale gelecektir.

9. Bedeninizin İki Tarafını da Kullanın

Bedeninizin iki tarafını kullanarak, beyninizin iki tarafını kullanmış olursunuz. Saç taramak, diş fırçalamak,
telefon çevirmek, yazmak gibi günlük faaliyetlerinizde baskın olmayan elinizi kullanmaya çalışın. Hatta çatal bıçağı “yanlış” elinizle tutarak yemek yemeye de çalışabilirsiniz!

10. Renkli “Beyin Dili” Zihin Haritası Notlan Alın Notlar, beynin kendisiyle iletişim kurma yoludur. 
Havada uçuşan yaratıcı düşüncelere, sorunlara ve anılara güvenmek yerine bunları not etmek beynin işini çok kolaylaştırır. Kâğıt ve kalem kullanarak beyninize yardımcı olun!

Notlar alırken, sol beyniniz kadar sağ beyninizi de kullanın. Renkler, imgeler, planlama ve görsel ritim yoluyla notlarınızı vurgulayın.


 

Bu makale şu konularla ilgili olabilir : - - - - - -
Sihirli Sag ve Sol Beyinleri Kullanmak başlıklı  tarafından yazılan yazı 3840 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bir Yorum Yazın

 
3+2 İşleminin Sonucu