• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

TEMSİL SİSTEMLERİ - NLP

TEMSİL SİSTEMLERİ - NLP
NLP
Share on Tumblr

İnsanlardan belli bir şeyi düşünmeleri istendiğinde, kişiler kendilerine göre bir sistem kullanırlar.
 
Örnek olarak, bir grup insandan, lodoslu bir günde deniz kenarında bulundukları bir günü hatırlamaları istense, kimisi dalgalı denizin
görüntüsünü hayâlinde canlandırır.
 
Kimisi, dalgaların kıyıya vurduğunda çıkan sesi duyar.
 
Bir diğer grup da, dalgaların kıyıya çarpmasından sonra sıçrayan damlaların vücuduna değmesini hisseder.
 
Bazen, koku ve tat faktörleri de işin içine katılabilir.
 
Bir olayı, kimimiz görüntü, kimimiz ses, kimimiz duygu ya da vücut hisleri, kimimiz de koku ve tatlar ile canlandırıyoruz. NLP'ye göre, bunlar farklı temsil sistemleridir.
 
Kişilerin canlandırma sistemlerini bulmak, hem onlarla ilişkimizi kolaylaştırır, hem de onların problemlerini çözmemize yardımcı olur.
 
İnsanların kullandıkları temsil sisteminin bilinmesi, terapi ve yaşam sırasında çok yararlıdır. Bu teknikleri bilenler, karşılarındaki insanların dünyayı nasıl algıladıklarını öğrenerek, onlarla çok iyi bir iletişim kurabilirler. İnsanların kullandıkları temsil sistemlerini bulmak için, onların konuşmalarına dikkat etmemiz gerekir. Ayrıca, düşünürken baktıkları yön de bize bir ipucu verebilir.
 
Bu durumda, şu sorunun karşılığı çok önemli: İnsanların kullandıkları canlandırma sistemlerini nasıl bulup ortaya çıkartabiliriz?

Görsel Tipler
 
Kullandıkları kelimeler ve mecazlar görsel ağırlıklıdır, is nefesi alırlar. Hızlı konuşurlar ve konuşma tarzına dikkat etmezler. Zira onlar için önemli olan, konuşurken beyinlerindeki şekillere yetişmektir. Görüntülerle düşünürler.
 
Onları bir konuda ikna etmek için, görsel imajlar kullanmalısınız. Örneğin, görsel bir insana bir tek çiçek çok şey ifade eder. Onlara bir araba satmak istiyorsanız, arabanın dış görünüşünün çok iyi olması gerekir. Rengarenk, süslü bir malı, görsel bir insana satmak çok kolaydır.
 
Bir kişi konuşması sırasında, daha çok gördüğünüz gibi, göz göre göre, nereden bakarsan bak, konuyu aydınlatmak, renkli bir yaşam, herşeyi göze almak, göze hoş görünmek, gözün aydın, gözüne kestirmek, göz göre göre, gözden kaçırmak, gözden geçirmek, göz atmak, ileri görüşlü, görünen köy kılavuz istemez gibi görsel mecazlardan yararlanıyorsa, bu kişi konuşmasında daha çok görsel sistemi kullanan biridir.

Şimdi de ünlü şairlerimizden bir örnek verelim:
 
"Merdiven" adlı şiir, sembolist bir şair olan Ahmet Haşim'in, âdeta kendisiyle özdeşleşen en ünlü şiirlerinden birisidir. Şimdi bu şiiri, temsil sistemleri açısından inceleyelim:
 
MERDİVEN

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden   (tasvir)
 
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
 
Ve bir zaman bakacaksın semâya, ağlayarak...
 
Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta,
 
Kızıl havaları seyret ki, akşam olmakta...
 
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller,
 
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
 
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
 
Bu bir lisân-ı hafidir ki, ruha dolmakta,
 
Kızıl havaları seyret ki, akşam olmakta...
 
 
Şiiri dikkatle inceleyecek olursanız, sembolist bir şair olan Ahmet Haşim'in, görsel imajlarla dolu dünyasını rahatlıkla görebilirsiniz.
 
İşitsel Tipler
 
Bir şeyi düşünürken, kulak hizasına doğru bakarlar. Sözel şeylere daha çok
tepki verirler. Söylenilen bir kelimeyi yıllar sonra hatırlayabilirler. Şiir gibi konuşurlar ve konuşmaktan keyif alırlar. Sözlerinin kesilmesinden hoşlanmazlar. Kendilerine konuşma hakkı vermeyen bir görselle konuşurken çok sinirli olabilirler. Orta hızla nefes alırlar. İşitsellere bir şey satmak istiyorsanız, onları kelimelerle ikna etmelisiniz. Konuşma hızınızı onların hızına getirip tane tane konuşursanız, muhtemelen onlarla iyi anlaşırsınız.
 
Bu insanlara sevginizi, görsel şeylerle değil, kullandığınız kelimelerle belli etmelisiniz.
 
Bir kişi, ayrı tellerden çalmak, kulakları tırmalamak, bıcır bıcır, kulağa hoş gelmek, bir kulağından girip öbüründen çıkmak, borusu ötmek, kulak vermek, kulak tıkamak, kulağına gelmek gibi mecazları daha çok kullanıyorsa işitsel bir kişidir.
 
Burada da büyük şairlerimizden örnek verirsek, Yahya Kemal, şiir hakkında şöyle söylüyor: "Şiirde esas, lafızdır. Kelimelerin hususi bir ahenk husule getiren terkibinden şiir doğar. Kulağı bir ses gibi doldurmazsa, halis şiir değildir."
 
Şiirin okunmayan, söylenen ses olduğu düşüncesiyle bütün şiirlerini sese dayalı aruzla yazan Yahya Kemal'in hece ile denediği tek şiir "Ok"tur.
Yahya Kemal'in sanat anlayışı, özellikle şiirde "mânayı ritm" haline getirmektir.
 
Yahya Kemal'in kendi ifadeleriyle de belirlenen bu işitsel ağırlıklı özelliğini, birçok şiirinin başlığında dahi görmek mümkün: Mohaç Türküsü, Kar Musikîleri, Söyler, Sessiz Gemi, Itrî, Eski Musikî, Ses, Gece Bestesi, Hayalî Söyleniş, Güftesiz Beste, Deniz Türküsü, Siste Söyleniş, Hayâl Beste.
 
Bu ünlü şiirlerinden "Kar Musikîleri" adlı şiirini bu bakış açısı altında inceleyelim:

KAR MUSİKÎLERİ
 
Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
 
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.
 
Bir kuytu manastırda, dualar gibi gamlı,
 
Yüzlerce ağızdan koro hâlinde ,devamlı.
 
Bir erguvanun ahengi yayılmakta derinden...
 
Duydumsa da zevk almadım İslâv kederinden.
 
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
 
Tanbûrî Cemil Bey çalıyor eski plâkta.
 
Birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle
 
Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle.
 
Sandım ki, uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
 
Uykumda, bütün bir gece Körfez'deyim artık!
 
Dikkat edilirse, şair, karın yağışı gibi görsel bir imajda bile müziğin
ritmlerini duymuş.
 
Dokunsal-Hissel Tipler
 
Bir şeyi düşünürken, sağ alta bakarlar. Monoton bir tarzda konuşurlar ve bu diyalog, özellikle görsel bir insanla konuşurken iki ayrı dünyadan gelmiş gibi olur.
 
Derin diyafram nefes alırlar. Cümleler dokunsal-hissel ağırlıklıdır. Az ve öz konuşmayı tercih ederler. Evet ve hayır en çok sevdikleri kelimelerdir.
Konuşma araları uzundur. Bir şeye dokunmadan onun hakkında karar vermek istemezler. Ağır ve yavaş konuşurlar.
 
Sırtımda çok ağır bir yük var, bunun önemini hissediyorum, konuya parmak basmak, gururuna dokunmak, iliklerine kadar titremek, soğuk insan, sıcak ilişki gibi mecazları daha çok kullanan bir kişinin dokunsal-hissel olduğunu hissedebilirsiniz.
 
Bir dokunsala satacağınız malın onlar tarafından anlaşılmasını istiyorsanız, o kişinin o ürüne dokunmasını sağlamanız,. Görsel bir insan, bir karpuzu dış görünüşüne bakarak bilir. Ancak dokunsal bir insan eline alıp bakmadan bir pulu almaz. İşitsel bir insana satmak istediğiniz karpuzun özelliklerini çok iyi anlatmalısınız. Belki bu Özelliklerin de her insanda biraz vardır ama biri mutlaka ön sıradadır.
 
Şiir dünyasından dokunsal-hissel tipe bir örnek verecek olursak, 40 yaşına kadar bekar kalan Cahit Sıtkı Tarancı'nın o, yaşa kadar yaşadığı düzensiz, uykusuz, içkili sefahat ve hem hayatı, kendisinde mevcut    sürekli hoşnutsuzluk, üzüntü havalarıyla birlikte şiirlerine aksetmiştir. Şiirlerinin çoğunda karamsar hâlleri, kuruntuları ve iç sıkıntılarının yanısıra korku ve özleyişlerini de açığa vurur. Şimdi, onun ünlü şiirlerinden bir örnek sunuyoruz:

ŞAŞIRDIM KALDIM

Şaşırdım kaldım, nasıl atsam adım;
 
Gün kasvet gece kasvet.
 
Bulutlar, sisler içinde bunaldım;
 
Gök mavisine hasret.
 
Olmuyor seni düşünmemek
 
Tanrı'm, Ummamak senden medet.
 
Suyun dibine vardı ayaklarım;
 
Suyun dibinde zulmet.
 
Kalmadı ümidin soluk ve cılız Işığında bereket.
 
Ve ölüm kapımda kişner, sabırsız Bir at oldu nihayet.

DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]


Bu makale şu konularla ilgili olabilir : - -
TEMSİL SİSTEMLERİ - NLP başlıklı  tarafından yazılan yazı 4075 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bir Yorum Yazın

 
3+2 İşleminin Sonucu