Not tutma denildiğinde genelde anlaşılan şey, anlatılan ya da okunan konuları olduğu gibi yazıya geçirmektir. Not tutmak, algılanan ve dolayısıyla zihinde yer oluşturan izlenimlerin yazıya kısaca dökülmesi demektir. Zihnin bilgileri hiçbir şekilde olduğu gibi kaydetmediğini bilelim. Zihin, kendine özgü "anlamlandırma" süreçleriyle dış olayları iç olaylarla kaynaştırarak bir bütün oluşturur. Bu özel işlevi nedeniyle zihin, olan bitenlere kendi soyutluğundan anlam vererek, gerek kavramlar, gerek duygusal geçmiş gibi içsel süreçlerle yeni bir bütün yaratmaktadır. Bu yeni bütün, çok karmaşık ve bir o kadar da değişebilme özelliğinde bir yapı gösterir. Böylece, belli bir olaya karşı geliştirmiş olduğumuz içsel ya da dışsal tepki, başka bir zamanda aynı olay karşısında çok farklı bir hal alabilmektedir. Not alırken zihnin bu özelliğini göz önünde bulundurmak çok işinize yarayabilir.
Özgüven, burada da karşımıza önemli bir koşul olarak çıkıyor. Öğrenciler genelde düşük özgüven nedeniyle kendi bildikleri şekilde, anlama ve hatırlamalarına yardımcı olacak biçimde not tutamamakta. Not tutma, elde edilen, algılanan, anlaşılan şeyleri kendinize ait sözcük ve cümlelerle yeniden oluşturma şeklinde olmalıdır.
Ders sırasında oluşturduğunuz notlar, bir tür "telgraf mesajı" gibi çok kısa, yalın ve öz olmakla birlikte anlatılanları algılamanızda ve hatırlamanızda bir yol gösterici, hareket ettirici olmalıdır. Bu da her şeyden önce, anlatılanları kendi anlam kalıplarınıza sokmak ile mümkündür.
Bir kere farklı kişilerin aynı ana fikir ya da konuyu birbirinden çok farklı biçimlerde ifade edeceğini bilmelisiniz. Herkesin kendine özgü bir tarzı olacaktır. Kullandığımız sözcükler farklı olsa da, oluşturduğumuz cümleler benzerlik göstermese de anlatılmak istenen aynı olabilir. Kendinize, algılama biçiminize güven duyarak tutacağınız notlarda sizin tarzınızı, kendinize özgülüğünüzü yansıtacaktır. Öğretmenin sizden istediği de budur aslında. Kendinize kendinizin yön vermesiyle bu, aynı zamanda sağlıklı bir kişilik gelişiminde de önemli bir rol oynar.
Kısa ve özlü notların sınıf dışında ders çalışmaya da hatırı sayılır bir katkısı vardır. Sizce önemli olanları belirginleştirir, düzenli ders çalışmada size büyük bir kolaylık sağlayarak yükünüzü hafifletir.
Okuyarak ders çalışırken notlarınızı kitap üzerinde de alabilir, bölümlere sizin için anlamlı başlıklar düşebilirsiniz.
Not tutmanın, sözünü ettiğimiz bu temel özelliklerinin ve ders çalışma stratejisine sağladığı faydaların yanında, düzeni de önemlidir. Düzensiz, karmaşık notların, derleyici toparlayıcı olmak bir yana kafayı daha da karıştıracağı ortadadır. Notlarınızı, herhangi bir zamanda geri döndüğünüzde rahatlıkla hatırlayabilmek üzere bir düzen dahilinde alırken belli işaretlerle (.,*,-, vb.) göstereceğiniz not başlangıcı, konu başlangıcı, bölüm başı gibi ayırıcılar işinizi kolaylaştıracaktır. Bunun yanında not tutarken, konu geçişlerinde mutlaka aralarda boşluk bırakmalısınız ki, daha sonraki okumalarda eksiklikleri tamamlayabilip istediğinizde yeni eklemeler yapabilin. Notlarınızda, önemli gördüğünüz kısımların altını da çizebilirsiniz. Tuttuğunuz notun üzerinden aynı gün geçmeyi unutmayın. Bu sayede, oluşabilecek kopmaların da önüne geçmiş olacaksınız.
Not tutma biçiminiz, daha önce de söylediğimiz gibi, tamamen size özgü olmalıdır. Kendi anlayacağınız şekilde oluşturduğunuz not tutma biçimleri dışında başka kalıpları kullanmaya çalışmak doğru olmayabilir.
Ders dinlerken ve not tutarken, sanki zihninizde sürekli olarak "Öğretmen şimdi ne demek istiyor?" ya da "Bu anlatılanlardan çıkan fikir nedir?" sorusu varmış gibi davranın. Peki not tutmanın ölçütü nedir? Alacağınız notlarda belirleyici olan, dersin içeriği, konuyla tanışıklık dereceniz, konunun başka bir kaynakta bulunup bulunmadığı, vb.'dir.
Bu makale şu konularla ilgili olabilir :
ders dinleme -
not tutmak -
ders dinlerken tutmak -
DERS DİNLERKEN VE NOT TUTMA
başlıklı Cemal KONDU
tarafından yazılan yazı 2545 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı