• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Gevşeme Ve Konsantrasyon

Gevşeme Ve Konsantrasyon
Kişisel Gelişim
Share on Tumblr

Shiva, Vigyan Bhairav Tantra'sında şu meditasyon tekniğini veriyor: dikkatin her nereyi aydınlatırsa,
tam o noktayı deneyimle. Bu teknik için ilk olarak dikkatini geliştirmelisin. Dikkatli bir tutum geliştirmen gerekiyor. Bu teknik ancak o zaman işe yarar, o zaman dikkatinin aydınlattığı noktayı deneyimleyebilirsin, kendini deneyimleyebilirsin. Bir çiçeğe sadece bakarak kendini deneyimleyebilirsin. O zaman bir çiçeğe
bakmak, yalnızca çiçeğe bakmak değil, çiçeğe bakana da bakmaktır. Bu ancak dikkatin sırrını
biliyorsan mümkündür.

Bir çiçeğe bakabilir, çiçeğe baktığını düşünebilirsin. Oysa çiçeği düşünmeye başladın ve çiçeği
kaçırdın. Artık orda değilsin, başka bir yere gittin. Uzaklaştın. Dikkat, bir çiçeğe baktığında, bir çiçeğe
bakıyorsun ve adeta zihnin durmuş, artık düşünce yokmuş ve sadece orda duran çiçek varmış gibi,
başka hiçbir şey yapmıyorsun demektir. Sen burdasın, çiçek orda, ikinizin arasında hiçbir düşünce
yok.

Bunu yapabilirsen, birden bire senin dikkatinin çiçekten sana döndüğünü, geri yansıdığını göreceksin.
Bir çember oluşacak. Sen çiçeğe bakacaksın ve bakış geri gelecek. Çiçek bakışı yansıtacak, sana geri
gönderecek. Ortada hiç düşünce yoksa, böyle olur. O zaman sadece çiçeğe bakmıyorsun, çiçeğe
bakana da bakıyorsun. O zaman çiçeğe bakan ve çiçek iki nesne oldu ve sen de her ikisine tanıklık
ettin.

Önce dikkatin eğitilmesi gerekir, çünkü dikkatin nerdeyse sıfır. Ondan buna, bundan şuna atlayan
dikkatin kıpır kıpır. Bir an için bile dikkatli değilsin. Ben konuşurken bile, asla söylediklerimin hepsini
duymuyorsun. Bir kelimeyi duyuyorsun, sonra dikkatin başka bir yere kayıyor; sonra geri dönüyorsun,
başka bir kelime duyuyorsun, sonra dikkatin başka bir yere gidiyor. Birkaç kelime duyup, boşlukları
dolduruyorsun, sonra da beni duyduğunu zannediyorsun. Yanında her ne götürüyorsan, senin
sorunun; senin kendi eserin. Benden yalnızca birkaç kelime duydun ve boşlukları doldurdun.
Boşluklara her ne doldurduysan, herşeyi değiştiriyor! Ben bir laf ediyorum, sen o laf üzerine
düşünmeye başlıyorsun hemen. Sessiz duramıyorsun.

Dinlerken sessiz durabilirsen, dikkatli olursun.

Dikkat, hiçbir düşüncenin bölmediği sessiz bir uyanıklıktır. Bunu geliştir. Bunu ancak yaparak
geliştirebilirsin; başka yolu yok. Daha fazla yap, o zaman geliştirirsin. Her ne yapıyorsan, her
nerdeysen, dikkatini geliştirmeye çalış.


Bir arabada yolculuk ediyorsun ya da trende. Orda ne yapıyorsun? Dikkatini geliştirmeye çalış; boşa
vakit geçirme. Yarım saati trende geçireceksin: dikkatini geliştir. Sadece orda ol. Düşünme. Birine bak,
trene bak ya da dışarı bak ama bakış ol, hiçbir şey düşünme. Bakışın dosdoğru olacak, delip geçecek,
bakışın her yerden sana geri yansıyacak ve sen bakanın farkında olacaksın.


Kendinin farkında değilsin, çünkü bir duvar var. Bir çiçeğe baktığında, ilk olarak düşüncelerin bakışını
değiştiriyor; bakışına kendi renklerini veriyor. Sonra bakış çiçeğe gidiyor. Bakış geri geliyor ama o
zaman da yine düşüncelerin ona farklı bir renk veriyor. Bakış geri geldiğinde, hiçbir zaman seni
yerinde bulamıyor. Sen başka bir yere gittin, orda değilsin.

Her bakış geri gelir; herşey yansır, yanıtlanır ama sen orda değilsin. Geri döneni almak için orda ol.
Gün boyunca bunu birçok şey üzerinde deneyebilirsin. Zamanla dikkat geliştireceksin. Bu dikkatle
şunu yap:

Dikkatin her nereyi aydınlatırsa, tam o noktayı deneyimle.

O zaman herhangi bir yere bak ama sadece bak. Dikkat aydınlattı ve sen kendini deneyimleyeceksin.
Ancak ilk koşul dikkat kapasitesine sahip olmaktır. Bunu uygulayabilirsin. Bunun için fazladan zaman
ayırmaya gerek yok.

Herhengi bir şey yaparken, yemek yerken, banyo yaparken, duşun altında dururken, sadece dikkatli
ol. Sorun nedir? Sorun herşeyi zihnimizle yapıyor ve sürekli geleceği planlıyor olmamız. Bir trende
yolculuk ediyor olabilirsin, oysa zihnin başka seyahatler organize ediyor, programlıyor, planlıyordur.
Bunu durdur.

Bokuju adında bir Zen rahibi, 'Bildiğim tek meditasyon bu. Yemek yerken, yerim. Yürürken, yürürüm.
Uykum geldiğinde, uyurum. Her ne olursa, olur. Asla müdahale etmem,'
demiş.

Yapılacak tek şey bu, müdahale etme. Her ne oluyorsa, olmasına izin ver; sadece orda ol. Bu sana
dikkat kazandıracak. Sen dikkatli olduğunda, bu teknik avucunun içinde olacak.

Dikkatin her nereyi aydınlatırsa, tam o noktayı deneyimle.

Deneyimleyeni deneyimleyeceksin; kendine geri çekileceksin. Her yerden yansıyacaksın. Varoluşun
tamamı bir ayna olacak; her yerden yansıyacaksın. Ancak o zaman kendini bilebilirsin, daha önce
değil.

Varoluşun tamamı sana bir ayna olmadıkça, varoluşun her parçası seni açığa çıkarmadıkça, her ilişki
seni açmadıkça... Sen öylesine sonsuz bir olaysın ki, sıradan aynalar bunları yapamaz. Sen içinde öyle
büyük bir varoluşsun ki, varoluşun tamamı bir ayna olmadıkça göremeyeceksin. Bütün evren bir ayna
olduğunda, ancak o zaman sen yansıyacaksın. İlahi olan senin içinde yaşıyor.

Varoluşu bir ayna haline getirmenin tekniği budur: dikkat yarat, daha uyanık ol ve dikkatin her nereyi
aydınlatırsa, her neresi, hangi nesne olursa olsun, hemen kendini deneyimle. Bu mümkün ama şu anda
imkansız, çünkü temel koşulları yerine getirmiyorsun.

Bir çiçeğe bakabilirsin ama bu dikkat değildir. Yalnızca çiçeğin yanından geçiyorsun, tekrar tekrar.

Çiçeği koşarken gördün; bir an bile orda durmadın.

Dikkatin her nereyi aydınlatırsa, tam o noktayı deneyimle.

Yalnızca kendini hatırla.

Bu tekniğin yararlı olabilmesinin derin bir nedeni var. Bir top atarsan ve top bir duvara çarparsa, top
geri gelir. Bir çiçeğe ya da bir yüze baktığında, belli bir enerji dışarı veriliyor, bakışın enerjidir.

Baktığında enerji sarf ettiğinin, dışarı bir enerji verdiğinin farkında değilsin. Yaşam enerjinin belli bir
miktarı dışarı atılıyor. Bu yüzden bütün gün sokaklara, gelip geçen insanlara, ilanlara, kalabalığa,
dükkanlara baktıktan sonra kendini yorgun hissediyorsun. Herşeye bakmak kendini bitkin hissetmene
neden oluyor. O zaman rahatlamak için gözlerini kapatmak istiyorsun. Neden bu kadar bitkin
hissediyorsun? Dışarı enerji verdin.

Buddha da Mahavir de rahiplerinin çok fazla bakmaması konusunda ısrarcıydı; rahipler yere konsantre
olmalıydı. Buddha ancak bir metre uzağa bakabileceğini söylüyor. Heryere bakma; yalnızca
yürüdüğün yola bak. Bir metre ileri bakmak yeterlidir, çünkü bir metre ilerlediğinde, yine bir metre
ileriye bakıyor olacaksın. Bundan daha ileri bakma, çünkü enerjini gereksiz yere harcamamalısın.

Baktığında, belli bir miktar enerji dışarı veriyorsun. Bekle, sessiz ol, bırak bu enerji geri dönsün.
Şaşıracaksın. Enerjinin geri gelmesine olanak verebilirsen, kendini asla bitkin hissetmeyeceksin. Bunu
yap. Yarın sabah, bunu dene. Sessiz ol, bir şeye bak. Sessiz ol, baktığın şeyi düşünme, bir süre sabret.

Enerji geri gelecek; aslında yeniden canlanacaksın.

Düşünce olmadığında, enerji geri döner; arada bir engel yoktur. O sırada ordaysan, geri gelen enerjiyi
tekrar içine çekersin. Bu içe çekiş, yenileyicidir. Gözlerin, yorulmak bir tarafa, daha da rahatlar,
canlanır, daha çok enerjiyle dolar.

Bu makale şu konularla ilgili olabilir : - - -
Gevşeme Ve Konsantrasyon başlıklı  tarafından yazılan yazı 2838 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bir Yorum Yazın

  
 
3+2 İşleminin Sonucu