Bir yaz mevsimi, kuraklık küçük bir köydeki ekin için tehdit oluşturmaya başladı. Sıcak bir Pazar günü Hoca cemaatine şöyle dedi, 'Bizi yağmur duasından başka hiçbir şey kurtaramaz. Eve gidin, dua edin, inanın ve gelecek pazar Allah yağmur yağdıracağı için teşekkür etmeye hazır olarak gelin.'
İnsanlar kendilerine söylenenleri yaptılar ve bir sonraki pazar camiye geldiler. Ama Hoca onları görür görmez kızdı.
'Bugün dua edemeyiz. Henüz yeterince inanmıyorsunuz.' dedi.
'Ama' diye itiraf ettiler, 'Dua ettik ve gerçekten inanıyoruz.' inanmak mı^' diye sordu hoca, 'O zaman nerede şemsiyeleriniz?'
Dış dünyamızda bir şeyler olmadan önce, iç dünyamızda bir şeyler olmalıdır.
Birisi yazdığınız o hedefi gerçekleştirecek. Bu neden siz olmayasınız? Birisi yapmışsa, siz de yapabilirsiniz. 'O yaptıysa, ben daha iyisini yaparım!' deyin. Koşullar ne olursa olsun, kendinize güvenmekten vazgeçmeyin.
Büyük işler başarmanız için bir kahraman olmanıza gerek yok. Büyük hedefleri yeterince arzulayan sıradan bir insan olmanız yeterli.
Celine Dion'a, şarkıcılığa başladığında bugünkü gibi ünlü ve başarılı olacağı hiç aklına gelmiş miydi diye sorulduğunda, daha beş yaşındayken milyonlarca kaset satıp dünyada binlerce kişinin katıldığı konserler verdiğini hayal ettiğini söyledi. Kendisi için başarısının kesinlikle bir sürpriz olmadığını söyledi.
Hedeflerinize inanmalısınız. Eğer kendinizi çok büyük başarılar elde ederken görebiliyorsanız harika, onu hedefleyin. Ama bugün kendinizi pek iyi hissetmiyorsanız, şartlarınızın hiçbir zaman değişmeyeceğini hissediyorsanız, önünüzü göremiyorsanız, başlangıçta daha ufak hedefler belirleyin.
Şu anda size ütopya gibi gelen ya da başarma ihtimalinizin çok düşük olduğu bir hedef belirlerseniz, bir süre sonra inancınızı tamamen yitirerek vazgeçer ve kendinizi yenilmiş hissedersiniz.
Ardınızda büyük başarılar yoksa, ilk etapta başarı şansınızın yüksek olduğu daha küçük hedeflerle başlayabilirisiniz. Hedefleriniz sabit kalmak zorunda değil. Hedefinize yaklaştıkça, küçük başarılar elde ettikçe, kendinizi daha iyi hissettikçe, hedeflerinizi büyütebilirsiniz.
Sesinizi duyar gibi oluyorum; 'Türkiye'de yaşıyoruz, Türkiye'nin şartları belli, her şey kulağa hoş geliyor, ama kitabı kapattıktan sonra başarabileceğimizin inancını uzun süre korumak mümkün mü? Kriz ne zaman patlak verecek diye bekliyoruz. Burnumuzun önünü göremiyoruz. Hedeflet saptamalar kolay, ama gerçekleştirmek zor.'
Hiçbir düşünce, hiçbir inanç, hiçbir eylem karşılıksız kalmaz. Bizden dışarı dalgalar halinde yayılır ve evrenden yansıyıp bize geri döner. Bu yansımalar düşüncelerimize inançlarımıza ve eylemlerimize paralel olur.
Bütün akşam amaçsızca televizyon seyretmekle, kitap okuyup, 'Ben hayattan ne istiyorum, hayatımı nasıl değiştirebilirim, istediklerime nasıl ulaşabilirim?' sorularını sorma! arasında bir fark vardır. Spor yapmamak ile yapmak, abu cubur yemek ile yiyeceklerine dikkat edip dengeli beslenmeli arasında bir fark vardır. Ailenle ilişkini geliştirmeyi amaçla makla, kendini soyutlamak arasında bir fark vardır. Kendir kötü hissetmenle, iyi hissetmen arasında, çocuğunu daha bir yetiştirme konusuna çaba harcayıp bu konuda bir şeyler okumak ile sadece azarlayıp cezalandırmak arasında bir fark vardır.
Çalışmıyorsanız, 'Neler yapabilirim, kendimi nasıl geliştirebilirim, nasıl tecrübe kazanabilirim, nasıl iş bulabilirim, kim ile görüşebilirim? Bana yol gösterecek birileri var mı? Nereye başvurabilirim?' sorularına cevap aramak ile gazetedeki ilanlara göz ucu ile bakıp ekonominin ne kadar durgun olduğu konusundan dert yanmak arasında bir fark vardır.
Hayattan ne istediğini bulup, hedefler doğrultusunda çalışmakla, amaçsız bir şekilde yaşamak arasında bir fark vardır.
Kıyıya vurmuş binlerce denizyıldızından birini tekrar suya atmanızla, 'Dünyayı ben mi kurtaracağım.' demek arasında bir fark vardır. Her zaman bir fark vardır ve bu farkı yaratabilirsiniz.
'Ben olsam ne olur, olmasam ne olur!' demeyin. Siz çok şey ifade ediyorsunuz. Bir ağaç, ormanı başlatabilir. Bir kuş, ilkbaharı müjdeleyebilir. Bir tebessüm arkadaşlığı başlatabilir. Bir tokalaşma bir ruhu canlandırabilir. Bir kelime bir hedefi belirleyebilir. Bir oy bir milletin hayatını değiştirebilir. Bir gülüş, sıkıntıyı yok edebilir. Bir adım, bir yolculuğu başlatabilir. Bir umut ruhu aydınlatabilir. Bir dokunuş acıyı hafifletebilir. Bir kalp, neyin doğru olduğunu bilebilir. Bir tek insan bir fark meydana getirebilir. Unutmayın her şey size bağlı.
'Kelebek Etkisi' teorisi, Kuzey yarım kürede bir kelebeğin yanlış kanat çırpması, Güney yarım kürede tayfun ve sellere yol açabileceğini öne sürüyor.
Görebildiklerimizin ya da duyabildiklerimizin ötesinde bir dünya var. Köpekler bizim duymadıklarımızı duyuyor, yarasalar bizim hissedemediklerimizi hissediyorlar. Bizim bazı şeyleri fark etmememiz onların var olmadıkları ya da çereyan etmedikleri anlamına gelmiyor.
Çabalarım boşa mı gidiyor diye düşünmeyin. Evren muhteşem bir denge üzerine kurulu. Atılan her adımın, her düşüncenin, her duygunun ve hatta bir gülümsemenin bir yansıması vardır.
Şimdi ise harekete geçme zamanı. Hayatınızı bir cennete çevirmek elinizde.
Bugün harekete geçmelisiniz. Hedeflerinize şimdi karar vermelisiniz, bunları kâğıda yazmalısınız. Zaman akıp gidiyor. Hiçbir zaman doğru zaman olmayacak. Elinizde bir tek zaman var; ŞİMDİ ! Evet, şimdi harekete geçin. Kâğıdı kalemi alın ve hayatınızda yeni bir sayfa açın. Bu ilk adımı atın.
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:
[email protected]