• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

KİŞİ VE SOSYAL KONTROL

KİŞİ VE SOSYAL KONTROL
Kişisel Gelişim
Share on Tumblr

Kontrol edilen kişi bir robot değildir. Kişiler toplumların mekanik kuklaları veya kültürlerinin hareketsiz ürünleri değildir. Sosyalizasyon genellikle kişiye dışından dayatılan bir süreçtir ve kişi üzerinde etkilidir. Fakat unutmayalım ki hem süreçlerin hem de durumların aktörü kişidir. Kişi sosyalizasyon sürecine ve kültürel durumlara tepkide bulunur ve bunlar içinde eylemde bulunur.
 

Yukarıda kişinin düşünen ve karar veren canlı olduğunu belirtmiştik. Kişi soyut bilgi bîriktirebilir ve bu bilgiyi planlama ve kendini yönlendirme için kullanma yeteneğine sahiptir. Kişinin kültürel güçlerin zavallı bir kurbanı olmaktan fazla bir şey olmadığını sanmak bilimsel açıdan saçmadır. Ancak şurası da açıktır ki, kişi sosyal alışkıların yaratışıdır. Kişi her düşünce ve hareketi planlayabilir ve yansıtabilir. Rutin davranışlara kendini uyarladığı zaman yaşamın çok daha basitleşeceğini bilir.
 
 
Bu örüntüleştirme veya rutinleştirme vahşi hayvanların ehlileştirilmesinde kullanılan etki tepki sürecinden oldukça farklıdır. İnsanoğlu için kendini kontrol, sosyal kontrolün özsel bir parçasıdır. Bireylerin kendini kontrol edemediği, sosyal olarak kontrol edildiği "insanlıktan çıkarıldığı", "beyninin yıkandığı", fizik veya psikolojik işkence yoluyla sorurnsuzlaştırıldığı yerler sadece çok ender ve uç örneklerdir. Bu bireyler ve zekaca normalaltı olanlar için sosyal kontrol terimini kullanmak doğru değildir.
 
 
Normal kişiler niçin sürekli olarak sosyal kontrole boyun eğerler? İnsanın alışkanlık oluşturan hayvan olduğunu söylemek, alışkanlıkların formlaştırılması aşaması yoluyla sosyalizasyon sürecine geri dönmek demektir. İnsanm doğal olarak uyum yapan hayvan olduğunu söylemek ise açıkça insanın sosyal baskıya boyun eğdiğini söylemek demektir.
 
 
İnsanın statü arayan hayvan olduğunu söylemek de yine insan davranışının diğer bir genel açıklamasına geri dönmek demektir, insanın yararcı ve kendi çıkarını düşünen olarak adlandırılmaları da aynen bunlar gibidir.
 
 
Kültürel norm ve baskılara uyma gerçeği hiçbir örneği gerektirmeyecek kadar açıktır. Problem, bu uymanın arkasındaki bilinç ve güdülerden kaynaklanmaktadır. İnsanoğlunun kendi iyiliğini aradığına kuşku duymuyoruz. İnsanlar onaylanan norm ve standartlara bilinçli olarak uyarlar. Çevrelerindekilerinin onayını ararlar, çünkü bu kişiler statü tanıklarıdır ve sosyal statü elde etme bireyin çıkarına yarar.
 
 
Tüm bu güdülerin yanı sıra şurası da bir gerçektir ki, her normal sosyal kişi bir doğru ve yanlış anlayışı geliştirmiştir. Bu anlayışın ifadelerinin çoğu sosyalizasyon sürecinde ortaya çıkar fakat ifadenin kaynağı yine de insanın vicdanıdır. Sosyal kişi toplum içinde yaşayarak ve kültürel beklentileri öğrenerek bilincini nasıl kullanacağını öğrenir. Bilme ve yargılama gibi doğal yeteneklerin yanı sıra yanlış ve doğru duyguları da insanın niteliklerindendir. Bunlar sadece insanoğlunun karakteristiğidir. Bu nedenle de sadece sosyal kişinin karakteristiğidir ve kişilerin neden sosyal kontrole boyun eğdiğinin tek olmasa bile son kişisel açıklamasıdır.
 
 
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]

Bu makale şu konularla ilgili olabilir : -
KİŞİ VE SOSYAL KONTROL başlıklı  tarafından yazılan yazı 2467 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bir Yorum Yazın

 
3+2 İşleminin Sonucu