• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

ZAMANI DEĞERLENDİRMEK

ZAMANI DEĞERLENDİRMEK
Kişisel Gelişim
Share on Tumblr

Zamanı değerlendirmek ile ilgili şu örnek çok hoşuma gider: Bir profesör elinde aynı materyallerden oluşan iki torba ile sınıfa girer. Torbanın birini açar. İçerisinden dört adet küçük siyah poşet ile bir şişe çıkarır. Öğrencilere seslenir: ‘Çocuklar beni dikkatlice izleyin ve sorduğum sorulara sadece cevap verin. Ben sizlere unutamayacağınız bir ders vermek, bir dersi anlatmak için bu kadar zahmete katlandım. Deney sonunda soru soracağım, bilenleri mükâfatlandıracağım. Şimdi gördüğünüz gibi şişe, siyah poşetin birini açıyorum, içindeki büyük taşları şişenin ağzına kadar dolduruyorum. Gençler! Bakın şişe dolu mu boş mu?’
 
Şişenin taşla dolu olduğunu gören öğrenciler, hep bir ağızdan ‘dolu’ diye bağırırlar. Hoca bu sefer ikinci siyah poşeti açar. içinde bulunan çakıl taşlarını, büyük taşların arasına döker. Ağzına kadar bu şekilde doldurur. Yine öğrencilere dolu mu boş mu diye sorar. Öğrenciler hep bir ağızdan ‘Bu sefer dolu hocam.’ diye bağırırlar. Hoca daha sonra üçüncü siyah poşeti açar. Onda bulunan ince kumu çakıl taşlarının arasına döker, yine aynı soruyu sorar. Öğrenciler ‘Tamam hocam bu defa dolu.’ derler. Hoca bu arada dördüncü siyah poşeti açıp, içerisinden bir şişe su çıkarır ve kumun üzerinden suyu şişeye boşaltır. Aynı soruyu yine sorar. Bu defa öğrenciler, seslerini çıkarmazlar. Bunun üzerine hoca, ‘Şimdi doldu.’ der. Dolu olan şişeyi kenara koyduktan sonra, diğer torbayı açar. Dört küçük siyah poşeti ve boş şişeyi çıkarır. Şişeye ilk önce kumu döker, sonra çakıl taşlarını döker, sonra büyük taşları dökmeye başlar, fakat büyük taşların yarısı dışarıda kalır. Sonra suyu döker. Eline büyük taşlardan birkaçını alarak, ‘Bundan çıkardığınız dersi söyleyin.’ der.
 
 
Her öğrenci, kendine göre yorum yapar. Hoca en son noktayı koyar: ‘Gençler! Hayat denen şişeye ilk önce asıl yapmanız gereken görevlerinizi koymalısınız... Bunları en sona koymayı düşünürseniz, bu düşünceniz hayat boyu devam eder çünkü hayat şişenizde yer bulamazsınız. Hayatınızda sıralamayı doğru yapın. Başta olması gerekenler, en sonda bulunursa bir mirasyedi gibi sonunuz hüsran olur.’
 
 
Evet gençler! Şimdi, hemen ballmızı ellerimizin arasına alıp bir düşünelim. Hayat şişemize büyük taşların yerine neleri dolduruyoruz? Acaba şu anda, bizim değer verdiğimiz, bize göre çok büyük olan taşlar gerçekten büyük mü? İş işten geçtikten sonra anlamanın ne kıymeti var? Şişeyi boşaltmanın artık imkânı yoktur. Bize ek bir şişe de verilmeyecektir. Bir öğrencinin en büyük taşları, dersler olmalıdır. Eğer öğrenci derslerin dışındaki herhangi bir şeye derslerden daha fazla zaman ayırıyorsa, orada sorun var demektir. Bu öğrencinin beynindeki taşların yerleri değiştirilmelidir ki şişeye ilk önce büyük taşlar olan dersleri koysun ve başarılı olsun.
Şimdi diyeceksiniz ki ‘Hocam, bu taşların yerlerini nasıl değiştireceğiz? Bizim büyük taşlarımız: futbol, magazin, araba muhabbetleri vb.’
Hayatının büyük taşlan futbol olanlar, şimdi daha iyi düşünerek sorduğum sorulara cevap versinler.
 

Bundan beş yıl önce Türkiye şampiyonu hangi takımdı? O yıl en fazla golü atan kimdi? Hangi gün şampiyonluğunu ilan etmişti? Taraftarlarının sevinçleri hâlâ devam ediyor mu?
 

Tahminim bu soruların çoğunu cevaplayamayacaklardır. Cevaplasalar bile ne değeri var. Her şey mazide kaldı. O sevinçlerden hiçbir iz kalmadı. O yıllarda binlerce öğrenci, yüzlerce saatini oralara ayırdı, derslerinde başarısız oldu. YGS, LYS'yi çok küçük puanla kaybetti. Okul derslerine az çalıştı, ortaöğretim ağırlıklı puan ortalaması düşük geldi.
 
Bana bir öğrencim şunu söylemişti:
 
-   Lise üçte edebiyatım üç yerine dört olsaydı, ben şu anda üniversiteyi kazanmıştım. O öğrenci böyle olacağını bilseydi, yüzlerce saatini televizyonun karşısında futbol izleyerek telef eder miydi? (Günümüzde, zamanımızın telef olmasına en büyük etken televizyon olduğu için televizyona ben televizyon diyorum.) Hayır, kesinlikle etmezdi. Çünkü izlese de izlemese de sonuç değişmeyecek. ‘Doksan dakika ona zaman ayıracağıma doksan soru çözerim veya bir konuyu iyice öğrenirim.’ derdi. ‘Sonradan da sonucu öğrenirim, denk gelirse özet futbol programında gollere bakarım.’ diye düşünürdü. Sonuç ne? Maça baktı, devre arası onun kritiğini yaptı. Maçtan sonra evde ve okulda arkadaşlarıyla saatlerce maçın yorumunu yaptı. ‘Hakem şöyle yanlış yaptı. Zaten hakemin taraf tuttuğu her halinden anlaşılıyordu. O futbolcu o dakikada yanındakine pas verseydi kesin goldü.’ Bitmek bilmeyen boş cümleleri tekrarlar durdu. Boşu boşuna zaman harcadı. Şimdi çok pişman. Yaptığı maç değerlendirmeleri, o zaman dahi işe yaramıyordu ki, şimdi işine yarasın... Ama o zaman ders çalışsaydı bütün hayatı boyunca işine yarayacaktı. İyi bir mesleğe ve kariyere sahip olacaktı.
 
 
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]


Bu makale şu konularla ilgili olabilir : - - - - -
ZAMANI DEĞERLENDİRMEK başlıklı  tarafından yazılan yazı 2861 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bir Yorum Yazın

 
3+2 İşleminin Sonucu