Çukurova Üniversite Anestezi Bölümü ikinci sınıfında okuyan, arkadaşlarına göre birkaç yıl yaşlı olan Mehmet Kışla, tıp fakültesi öğrencisi bir kızla tanışır. Mehmet, yüksek okulu bitirip, YGS, LYS, sınavına girip, Açıköğretim üçten devam ederek askerliği kısa dönem olarak yapmayı düşünür. Okulunu bitirmesine iki ay kala (Kız da son sınıfta okuyor.) ailesiyle birlikte kızı istemeye giderler. Bütün herkesin içinde kızın babası Mehmet'e şunları söyler:
- Oğlum Mehmet, şunu unutma! Davul bile dengi dengine dövülür. Benim kızım altı yıllık tıp mezunu; sen ise sıradan iki yıllık bir anestezi mezunusun. Nasıl oluyor da sen bu seviyen ile kızımı kendine denk görebiliyorsun. Bu iş kesinlikle olmaz. Sen kendine göre birini bul. Kusura bakmayın.
Kapıdan morali bozuk, süklüm püklüm çıkan Mehmet, o andan itibaren derslere yumulur. İki ay boyunca odasından çıkmadan YGS, LYS 'ye çalışır. Daha önceki hedefi Açıköğretim Fakültesi iken, şimdi en az tıp fakültesi. İki ay sonra İTÜ İnşaat Mühendisliği'ni kazanır. Oradan iyi bir derece ile mezun olur. Şu anda tanınmış bir firmada çalışıyor. Aldığı maaş ise doktorun aldığının iki misli. O kız ile evlendiğini mi soruyorsunuz? Mehmet okurken o kız başkasıyla evlenmiş.
Bu makale şu konularla ilgili olabilir :
yaşanmış başarılar -
yaşanmış başarılar -
YAŞANMIŞ BAŞARILAR
başlıklı Cemal KONDU
tarafından yazılan yazı 2880 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı